Muhtemelen 90'ların sonu, 2000'lerin başıydı... Sözüm ona sert müzik dinleyenler internet ortamında forumlar aracılığıyla içlerini döküyorlardı. Orada pek sevdiğimiz bir arkadaşımız heavy metal savunucusuydu ve Sabaton'u çok severdi. Şu afişi görüpte onu anmamak mümkün değil. O zamanlar kendisine rock/metal müzik dinlemeden önce elektronik müzik ile tanıştığımı kendisine söylemiştim. O da bana "bak işte heavy metal ile başlamamışsın şimdi de gitmişsin boş grupları dinliyorsun" gibisinden bir şeyler söylemişti...
Şimdi olay nedir? Judas Priest'ten Nostradamus, The Prodigy'den Invaders Must Die'ı aynı sahnede dinleyebiliyoruz artık. Bakın, afiş de ne afiş ama değil mi? Yer muhtemelen Romanya... Az kalsın The Prodigy headline olacakmış... Değişik tarzlara yer ayıran ve müziğin büyüklerine değer veren bu yaklaşımı kutluyoruz. Hatta bir de Wu-Tang Clan gibisinden bir grup daha olsaydı dediğim daha iyi anlaşılacaktı. Artık rock/heavy metal müziği ile alakalı konser/festivallerde tek tip bir tarza yer ayrılamayabiliyor. Zamanla değişim yaşandı. Günümüz dünyasında kalıpçılığa fazla yer verilmiyor. "Biz şuyuz buyuz, tarzımız budur, dışına çıkmayız, çıkanı da sevmeyiz" diyen sanatçı ve topluluklar bile kendilerine nazaran farklı müzikler icra eden müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşıyorlar. Türkiye de bundan etkilendi.
Bizde ne yazık ki olmaz bu işler. Hala ön grupları yuhalayıp ana grupların sahneye çıkacağını düşünecek kalibrede seyircimiz var ne yazık ki!