Yeni nesil Amerikan metalinin amiral gemilerinden biri olan Shadow’s Fall 2006 çıkışlı albümleri “Fallout from the War” ile karşımızda. 1996 yılında başladıkları kariyerlerinde kısa zamanda büyük işler yapan grubun beraber tura çıktığı isimleri görmek yurdum metal dinleyicisinde göz yaşartıcı etkiye sahip olabilir(In Flames,Candaria, Misfits, Glassjaw, Damageplan ve King Diamond bu isimlerden bazıları) “In Effigy” ile başlayan albüm yeni nesil Amerikan gruplarının ne derece yetenekli ve yaratıcı olduğunu gözler önünde sermekte. Gümbür gümbür gitarlar ve son derece melodik soloları akılda kalıcı ve tabiri caizse kemik gibi bir bass soundu desteklemekte. “Will to Rebuild” başından sonuna agresif bateri atakları ile dolu; albümün adrenalini yüksek parçalarından. “Haunting me Endlessly” At the Gates etkilenimli bir çalışma ve kısa süresine rağmen göz dolduran bir gitar solosu mevcut. “Seize the Calm” yüksek temposu ve özellikle marş-vari vokal kısımları ile eminim ki Shadow’s Fall konserlerinde demirbaş şarkılardan olacaktır. “Will to Rebuild” de gördüğümüz grubun öfkeli yüzü “Going, going, gone” da birkez daha ortaya çıkıyor. Speed thrash gruplarına taş çıkartan gitar rifflerine sahip bu şarkı. “Deadworld” türün tüm gereklerini yerine getiren hatta 04.01’deki kısa klasik gitar arpejleri ile oldukça başarılı, şarkının brutal vokal ile desteklenmiş nakarat kısımları ayrıca keyifli. “December” ve “Mark of Squealar” ile tempo ve heyecan düşürüp sıkmaya başlayan albüm kapanışta ki “Teasin’ Pleasin” süprizi ile dinleyicilere unutulmaz anlar yaşatıyorlar. Modern rock’n’roll ve glam bir çalışma ama kesinlikle olağanüstü. Albümün saklı hiti diyebileceğim bir şarkı ile grup sevenlerine unutulmayacak bir sürpriz yapıyor. Her ne kadar albümde çok keyifli dakikalar olsa da kesinlikle grubun patlama albümü bu değil bence. Gol yollarında iyi pas yapan grup son vuruşlarda yetersiz kalmakta. Fakat eminim ki bir daha ki albümde Shadow’s Fall bu albümdeki eksik noktaları tamamlayacak ve tam bir grup kimliği ile karşımızda olacak. O albüm gelen dek sizi “Teasin’ Pleasin” ile modern zaman nostaljisi yaşamaya davet ediyorum.