At The Gates

İstanbul, Türkiye'den tüm At The Gates üyelerine merhaba! Rock Vault Zine ekibi ve konuk yazarlarının (Baran, Özgür, Günay & Cem) ortak hazırladığı sorulardan oluşan röportajımızı kabul ettiğiniz için size teşekkür ederiz; bu bizim için şereftir. İstanbul konserine nasıl hazırlanıyorsunuz? Türkiyeli hayranlarınıza buradan mesajınız var mı?

Merhaba Rock Vault! Şu an Münih'teyiz, konserlere turnede hazırlanıyoruz. Türkiye konserinde hepinizi görmeyi umuyoruz ve bunca yıl bizi sabırla beklediğiniz için teşekkürler!

Dark Tranquillity, In Flames başta olmak üzere birçok İsveçli topluluk ülkemizde performans sergiledi. İstanbul'da ilk kez çalacak olmanız hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Gerçekten ne beklememiz gerektiğini bilmiyorum. Ama daha önce çalmadığımız bir yere gidecek olmak her zaman performansımıza biraz heyecan katıyor.

At The Gates - At War With Reality

Tekrar bir araya gelmeye karar verdiğiniz anda sizi yeni materyal yazmaya iten sebep ne olmuştu?

Altı yıl boyunca eski şarkıları çalıp durmak sizi yenilerini yazmak için teşvik ediyor. Ve bu teşvik öylesini güçlü ve dayanması zor ki...

Geçmişte Peaceville, Earache gibi önemli plak firmalarıyla çalıştınız. "At War With Reality" ise Century Media firmasından çıktı. Anlaşma nasıl sağlandı biraz anlatabilir misiniz?

Yeni parçalar yazmaya başlamadan gelen birkaç teklif vardı. İçimizden gelen albümü yapmak adına en iyi teklif Century Media'dan geldi diyelim.

Bilhassa sanatçı camiasında eser sahipleri en son çıkan albümlerini "en iyi" olarak lanse ederler. Size göre de "At War With Reality" öyle mi? "Slaughter Of The Soul" gibi çoğunlukla bilinen en iyi albümüz yanında bunu öne sürmeniz mümkün mü?

“En iyi” subjektif ve çok göreceli bir kavram. "At War With Reality" şu anda yapabileceğimiz en iyi albüm. Albümden gurur duyuyoruz ve gelen harika tepkiler karşısında hem mutluyuz hemde boyunumuz bükük. "Slaughter..." o an için yapabileceğimiz ne iyi albüm ve hala o albümden çok gururluyuz. Fakat bu kez daha dinamik mod ve şarkı yapısında bir albüm istedik.

Playlist hazırlama aşamasında eski parçalarınızı elerken neye göre elediniz? "Bunu artık çalmayalım, havamızı bulamıyoruz" dediğiniz parçalarınız hangileri?

Nokta atışı yapmak çok zor. Doğal süreçte şarkı listesine hangi şarkının eklenip eklenmeyeceğini belirliyoruz. Eski teknik şarkıları parça listesine eklemek istiyoruz onlar daha çok ödüllendirmeyi hak ediyor; ama o şarkıları çalınca boş yüzler ile karşılaşıyoruz.

At The Gates

Bu kadro ile bu kadar uzun bir aradan sonra tekrar beraber çalmak, vakit geçirmek nasıl? Hala eski makaralar, muhabbetler devam ediyor mu? İçerken yapılan şakalar, geyikler nasıl?

Harika, ama bu kadro zaten tekrar birleşme öncesi beraber zaman geçiriyordu. Adrian tam bir eşek şakası uzmanıdır, insanı çıldırtmayı iyi bilir. Ama yaptıklarını buradan afişe etmem doğru olmaz.

En aktif olduğunuz zamanlarda turladığınız gruplardan en çok hangileri ile olan muhabbetler ve takılmacalar sizlere daha çok keyif verdi?

Napalm Death ve 1996'da Morbid Angel/Dissection ile turlamak çok güzeldi. O kadar çok var ki...

Gelecek At the Gates'e ne getirecek?

Kim bilir? Şu sıralar dağılma planımız olmasa da, grubun geleceği hakkında kesin planlar yapmamayı öğrendik.

Tompa, şu anda Kevin Sharp ile çalışan, geçmişte Peter Tägtgren'in vokalistliğini yaptığı Lock Up'ta 12 yıl kalarak en aktif vokalist oldu. Kendisinin bir daha bu toplulukta yer alma ihtimali var mıdır yoksa bu defteri tamamen kapattı mı?

Tompa hala bizimle. Grubun başından beri de hep bizimle oldu.

Tompa'nın Russian Circles topluluğunu sevdiğini biliyoruz. Ekipte herkes post-rock vb. tarzları seviyorlar mı? Başka sevdiğiniz isimlerden örnekler verebilir misiniz?

Evet onlar harika, ve benimde iyi arkadaşlarım. Hiç birimiz sadece metal dinlemiyoruz. Ve sorunu cevaplamak adına benim keyif aldığım diğer gruplar Slint, Godspeed YBE ve Mogwai.

At The Gates

En son dağılmanızdan sonra grup üyeleri önemli topluluklarla öne çıktılar. Gitaristiniz Martin'in kendisini nadasa bırakmış gibi göründü. Bunun özel bir nedeni var mı acaba?

O aralar bende bir şeyler çaldım. Ama bunlar hobi aşamasında kaldı. O yıllarda bir hardcore ve bir progresif rock grubunda çaldım.

Türk heavy metal dergisi Headbang'e verdiğiniz röportajda bilinçli olarak müziği tam zamanlı bir işe çevirmediğinizi, hepinizin ayrı ayrı işleri olduğunu söylemiştiniz. Müziğin tam zamanlı bir işe dönmesi yaratıcılığın önünde bir engel mi?

Bu bence bir denge. Gündelik işin hayatından çok zaman çalmıyorsa, müzik dışında bir şeylere odaklanmak yaratıcılığını bile arttırabilir.

Son yıllarda daha isminden bahsettiren djent, metalcore gibi tarzların birbirleriyle harmanlanması hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?

Bir fikrim yok. At the Gates metal çalıyor.

At The Gates üyeleri boş zamanında ne yapar?

Çok şey. Film izler, film çeker, müzik dinler, müzik kaydeder, köpeklerini gezdirir, ata biner, resim çeker, futbol ve hentbol oynar, kahve içer ve konserlere gideriz. Daha pek çok şey...

Değerli yanıtlarınız için tekrar teşekkür eder, müzikal yaşantınızda sizlere başarılar dileriz. Son olarak eklemek istediğiniz herhangi bir şey varsa söz tekrar sizin.

Bir şey düşünmedim, ama bize zaman ayırdığınız ve destek olduğunuz için teşekkür ederiz. İstanbul'da görüşmek üzere!

BAĞLANTI NOKTALARI:

www.atthegates.se
www.facebook.com/atthegatesofficial
www.twitter.com/atthegatesgbg

Özgür Özçınar

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.