Selamlar, Forgotten cephesinden epeydir ses gelmiyor fakat kulağıma yakın zamanda kuşlar kulağıma hareketlenme olduğunu fısıldadı. Nedir son durum?
Selamlar, öncelikle röportaj için çok teşekkür ederim. Evet, doğru duymuşsun ☺ grubu tamamen yeni elemanlardan oluşacak şekilde topladık tekrardan. Şu anda, repertuar için eskilerden dört adet parça ve üç adet de cover için parça belirledik, onlara çalışıyoruz, bir yandan da yeni parçaları yazmaya başladık ufaktan, sanırım Eylül, Ekim gibi, dört veya beş adet yeni parçayı hazırlamış oluruz, konserlerde toplam 10-12 parça çalacak duruma geleceğiz. Coverlardan ikisi, Forgotten’ın önceden yayınladığı parçalar değil, yeni iki cover parça, yani bu cover parçalar da yeni şarkılar gibi çalıştığımız şarkılar aynı zamanda.
Epeydir tek kişilik grup şeklinde devam eden Forgotten bu sene kadrosunu baştan aşağı yeniledi. Yeni elemanlar kimler, bize tanıtır mısın?
Yeni elemanların hepsi tecrübeli, grup ve sahne deneyimi olan arkadaşlar ve yıllardır birbirimizi tanıyoruz. Vokalde Bayt Gadol rubundan tanıdığımız Harun Altun, gitarda Shiver by The Abyss isimli grubundan tanıdığımız Reha Kuldaşlı-ki Reha’nın grubunu, post rock, doom metal dinleyicileri için dinlenmesi farz olan gruplardan bir tanesi olarak niteliyorum, sanırım yakın zamanda bu tek kişilik projeyi hayata geçireceğiz; ben, Reha, bizim basçı Ateş ve başka bir iki arkadaşımızla-bas gitarda en genç elemanımız ama süper yetenekli bir gitarist ve aynı zamanda basçı olan, Ateş Baran Tüzün, kendisi aynı zamanda Cenotaph’dan tanıdığımız Batu Çetin’in projesi olan Grotesque Ceremonium’da gitar görevini de üstleniyor, davulda ise Ahu Sağlam, Alaaddin Us, Yaşar Kurt ve Düş Sokağı Sakinleri’nden Murat Çelik'in albümleriyle, konserlerinde davul ve yeri geldiğinde perküsyon görevlerini üstlenmiş olan, yani profesyonel olarak davulculuk yapan, aynı zamanda davul eğitmeni, besteci, ses kayıt, mastering, aranje işleriyle de uğraşan, komple müzisyen, neredeyse benim 30 yıllık neredeyse 30 yıllık dostum olan Serdar Güzelişler var ☺
Forgotten denince insanın aklına ister istemez grubun sıklıkla eleman değiştirmesi geliyor. 1995 yılında başlayan yolculukta sabit kadro kurulamayışının nedenleri nedir sence? Eski elemanlardan görüştükleriniz var mı? Mesela ben eski elemanlar içinde en sansasyonel isim olan Volkan Caner ve grubu She Past Away hakkında fikirlerini merak ediyorum.
Doğru söylüyorsun, çok eleman değişikliği yaşadık, ama bunun sebepleri her zaman anlaşmazlık vs değildi, kimi elemanlar taşındı, kimi elemanlar farklı tarzlara yöneldiler ve bu tarz müzikten uzaklaştılar veya farklı bir takım sebeplerle müziği bıraktılar. Dolayısıyla eleman değişikliği o yüzden çok fazla yaşandı. Bu arada, tabii ki görüştüğüm elemanlar çok fazla, eski elemanlardan 3’ü dışında hepsiyle aram çok iyidir ve görüşürüz, yüz yüze olamadığı durumlarda, en azından sanal ortamda veya telefonda, malumun artık herkes evli barklı, çoluk çocuk derken birbirine eskisi kadar vakit ayıramıyor insanlar. Hatta eski davulcumuz Emrah ile şu anda yeni bir projeye başlıyoruz, yeni bir grup yani.
She Past Away’dan Volkan ise, benim çok sevdiğim bir arkadaşımdır, İstanbul’a geldiğim zaman denk geldiğimizde bir iki kez kısa olarak görüştük, şimdi kendisi İspanya’ya taşındı. Volkan çok yetenekli bir müzisyen ve daha 19-20 yaşlarında bile müzik konusunda herkesten farklı düşünen bir elemandı. She Past Away’in geçmişi aslına bakarsanız 1997-1998’e kadar dayanır, Volkan o zamanlar da bu tarz müzik yapmaya ufaktan başlamış, değişik enstrümanların (trompet vs) kullanıldığı alt yapılar yazmaya başlamıştı bu işin bu noktaya geleceği çok belliydi ☺ Müzikal açıdan bakarsak, She Past Away benim çok dinlediğim tarz bir müzik yapmıyor ama gerçekten yapılan iş çok kaliteli; tarzı sevmek ve dinlemek ayrı, işin kaliteli olması ayrı bir konu, dediğim gibi benim çok fazla dinlediğim bir tarz olmasa da, Volkan’ın, inanılmaz derecede iyi ve üzerine çok çalışılmış bir müzik yaptığını söylemeliyim. She Past Away, Türkiye’nin şu anda, müzik alanında dünyadaki gururudur.
Çıkacak kayıtta nasıl bir Forgotten dinleyeceğiz? Yeni elemanlar beste yazımına katılacak mı?
Yeni albüm ve yeni şarkılar, ağır tempolu, kasvetli oluyor, artık nedendir bilmem, gitarları elimize aldığımızda, post rock ve doom metal tarzı riffler çıkıyor ister istemez. Dolayısıyla dinleyicileri doom metal ve post rock tarzında yazılan parçalar bekliyor, artık Forgotten konserlerinde pogo yapıldığını göremeyeceğiz ne yazık ki ☺ ☺ onun yerine, şarkıları dinledikten sonra kız arkadaşını değil de anneannesini, babaannesini arayacak insanlar olacak sanırım, yani “onu çok seviyorum” diye ağlatacak şarkılar değil, “acaba anneannem ne yapıyor? kadıncağızı özledim” diye düşündürtecek şarkılar geliyor ☺ ☺. İşin şakası bir yana, yani ağlak, aşk temalı şeyler yapmıyoruz, gayet karanlık, kasvetli ve insanı düşündürtecek, bir yerlere götürecek şarkılar geliyor.
Şarkılar, Forgotten tarihinde ilk defa bütün elemanların katkılarıyla yapılıyor ve bundan çok memnunum, çünkü eskiden ben şarkıyı bitirirdim, ardından uğraşırsak aranjesi ile uğraşırdık, şimdi ise ben veya bir başkası bir tema getiriyoruz ve üzerine diğer elemanların yazdıklarıyla ortak bir şeyler çıkıyor; bu, grup elemanlarının arasındaki kimyadan kaynaklanıyor açıkçası, grupça gerçekten çok iyi bir kimya yakaladık, çünkü birbirimizi çok seviyoruz, kendi adıma söylemem gerekirse, hayatımda ilk defa grup içerisinde bu derece heyecanlı ve rahat hissediyorum kendimi, beraber olduğumuz zaman ortaya çıkan sinerji bizlere ister istemez hep beraber bir şey yapmaya itiyor, çünkü beraber bir şeyler yazmaktan çok zevk alıyoruz ve heyecan duyuyoruz.
Kuruluşundan bugüne Forgotten müziğini besleyen isimler kimler?
O kadar çok müzisyen var ki anlatamam, kısaca şöyle bir liste yazayım, ama bu liste bile eksiktir, listeye aklıma ilk anda gelenleri yazdım sadece; en başta ELOY (özellikle büyük harfle yazarım, çünkü ELOY bütün diğer her şeyin üstündedir benim için, “en beğendiğim grup xxx grup” derken aslında o cümlenin başında gizli bir şekilde “ELOY’dan sonra” kalıbı vardır, ELOY’u asla, hiçbir zaman grup sıralamalarına sokmam, o derece önemlidir benim için, bu gruba tapmam, tapmaktan daha üstün bir duygu hissediyorum ELOY için), ikinci olarak Dr.Skull, eğer Dr.Skull olmasaydı Forgotten da olmazdı, Black Sabbath, Manowar, Iron Maiden, Faith No More, Metallica, (ilk dört albüm), Running Wild, Paradise Lost, Rotting Christ, Amorphis, Cathedral, Saturnus, Tiamat, Witchfinder General, Pentagram (USA), Saint Vitus, Katatonia, Sentenced, Kauan, Ulver, Pink Floyd, Queen, The Cure, Zülfü Livaneli, Ezginin Günlüğü, Kesmeşeker, Cenk Taner ve hangi tarz müziği icra ederse etsin, müziğini iyi yapan her müzisyen, dünya folk müzikleri etc.
Yeni albümde Forgotten müziğini olmazsa olmazı epik savaş öyküleri devam edecek mi?
Savaş öyküleri devam etmeyecek, ama savaşın acılarını yaşamış bir kişinin veya savaşta sevdiklerini kaybeden bir kişinin veya savaşa giderken sevdiklerini bir daha göremeyeceğini bilen bir kişinin ruhsal hikayesi olabilir sözlerde, fakat başta da yazdığım gibi eski sözlerde olduğu gibi epik öyküler vs olmayacak.
Röportaj öncesi Forgotten diskografisini incelediğimde dikkatimi çeken Forgotten ürünlerinin ya kendi imkânlarınız ile ya da yurtdışı firmalar etiketi ile basıldığı. Bunun sebebi nedir? Hiçbir yerli firma (hoş artık yerli firmada kalmadı) size teklif getirmedi mi? Yeni albümde Noisehead Records etiketi ile mi yayınlanacak?
Açıkçası, biz her zaman yabancı şirket istedik, Türk şirketlerle irtibata geçmeyi hiç düşünmedik çünkü yabancı şirket küçük de olsa, senin Türk şirketinden bastırıp, yurtdışında yaptıramadığın dağıtımı, çok iyi olmasa da, Türk şirketinden daha iyi yapıyor, Türk şirketi ile ilgili olarak ise “13 Martyrs” albümü basıldıktan sonra, bir kez Türk şirketiyle lisanslama veya ikinci albümün basımı için irtibata geçtim, cevap vermeye bile tenezzül etmediler, bu da ilk kez bir Türk şirketiyle kurmuş olduğum irtibat oldu ve son kez kurduğum irtibat olacak.
Yeni albüm Noisehead Records’dan çıkmayacak, çünkü şirket kapandı, Forgotten’ın ilk albümünün ikinci basımını yapan Meksika’lı Hatemetal Records Global Corporation olabilir veya başka bir şirket buluruz, bakacağız artık önce bir albümü bitirelim, sonrası kolay ☺
Son zamanda Ankara ve ülke genelinde yeraltı sahnesi hareketli, hiç olmadığı kadar etkinlik yapılıyor ve kitle bir şekilde etkinlikleri sahipleniyor. Aynı şekilde Ankara ve Kadıköy grupları birbiri ardında güzel işlere imza atıyor. Bu hareketliliğe Forgotten tayfası nasıl bakıyor?
Sahalarımızda görmek istediğimiz hareketler bunlar ☺ Çok seviniyorum, öncelikle yapılan işler çok çok kaliteli, bu harika bir şey, yapmış olmak için yapılmıyor işler, gerçekten severek yaptıkları için muhteşem işler çıkartıyorlar arkadaşlar, her iki piyasada çok iyi bir jenerasyon yakaladı ve o jenerasyonlar ortalığı kasıp kavuruyorlar, eminim ki ve gördüğüm kadarıyla önceden de söylediğim gibi her iki jenerasyon da piyasa yapmak için değil, sadece müzik aşkıyla yapıyor yaptığı işleri. Muhteşemler tek kelimeyle. Bu arada İzmir’i es geçmeyelim, ne yazık ki İzmir hep Ankara ve İstanbul’un bir adım gerisinde kalmıştır, İzmirliler her zaman harika işler çıkarmışlardır ama hep önde olan Ankaralılar ve İstanbullular olmuşlardır ne yazık ki, ama orada da Ege Rock Derneği’nin ve İzmir tayfasının yaptıkları inanılmaz işler var, bence bu üç şehir lokomotif görevi görüyor şu anda ve ben bundan hiç olmadığım kadar mutluyum, 1990’lı yılları yaşamış bir kişi olarak, piyasanın o zamanlar kadar güçlü ve üretken olmadığını düşünsem de, şu anki piyasa da harika ve daha da iyi olacağına inanıyorum, çünkü konserlerde arkadan yeni neslin geldiğini görüyorum.
Yeni kayıtlar sonrası canlı performans görme şansımız nedir?
Yeni kayıtlardan önce canlı performans göreceksiniz ☺ Sanırım Eylül, Ekim gibi sahnelere döneceğiz.
Son dönemde kimleri dinliyorsunuz?
Ben Fransız müziklerinin büyük bir hayranıyım, Charles Aznavour, Edith Piaf, Jacques Brel, Gilbert Becaud, Georges Trenet, Yves Montand, Georges Brassens vs dinliyorum, ayrıca Faith No More olmazsa olmazım, Yes, Rusya’nın gururu Kauan, Cenk Taner’in solo albümleri vsvs.
Boş zamanlarınızda (pek olmadığını bilsem de) zaman öldürmek adına Forgotten tayfası neler yapar?
Aslında boş zaman da ne yaptığımızı anlatmayayım da genel olarak ne yaptığımızdan bahsedeyim daha iyi olur ☺ çünkü bu yaptıklarımızdan sonra bize boş zaman olarak sadece iki, bilemedin üç saat kalıyor, o süre zarfında da stüdyoda çalışma yapıyoruz ☺ yaptığımız şeyler bütün zamanımızı alıyor açıkçası ☺ Ben çocuk bakıyorum, okul okuyorum ve onun dersleriyle uğraşıyorum, gece okulla ilgili işleri bitirdikten sonra gitar çalıyorum ve yeni bir şeyler yazıyorum grup için, aynı zamanda Reha da okul okuyor, çeviri işleri yapıyor, Serdar davul dersleri veriyor, Ateş okul okuyor, o da çok sıkışık hepimiz gibi, Harun da çeviri işleri yapıyor.
Forgotten yanında epeydir ilgilendiğin ve benimde dinleme şansım olan thrash metal projesi Trenchwar ne durumda. Bu sene Trenchwar cephesinden bir şeyler duyabilecek miyiz?
Evet, sanırım yakında en azından reklam amaçlı olarak yayınlamak için bir şeyler çıkacak ortaya, bu grup benim solo projem olarak ortaya çıktı, dolayısıyla, değişik arkadaşlar kendi grupları olmayan bu projede, benim ricam üzerine çaldıkları için, bu projeye ekstra zaman ayırıyorlar, o yüzden de biraz yavaş gidiyor proje, Şu anda, iki solosu dışında diğer sololar kaydedildi, bir iki hafta sonra diğer sololar da girilecek, ritm gitarlar bitti, davullar sanırım iki-üç hafta sonra girilecek, davulcu arkadaş şu anda çalışıyor şarkılara, ardından ben basları gireceğim, sonra da vokal. Umarım beğenilen bir albüm olur, çünkü üzerine bayağı uğraştık. Bakalım zaman ne gösterecek.
Rock Vault hakkında fikirlerini duymak isterim.
Ankara, İzmir, Kadıköy tayfası için yazdıklarım aynen sizin için de geçerli, onlar müzik yaparken siz müziğin başka bir yönüyle uğraşıyorsunuz. Fakat ruh bu tayfadakilerle aynı, “müzik aşkı”, ben arada bir bilgisayarı açtığım zaman Rock Vault’un sitesine girip sörf yapıyorum, ne var ne yok diye bakıyorum, eğer kendinizi takip ettiriyorsanız demek ki işinizi mükemmel ve büyük bir aşkla yapıyorsunuz. Asla durmayın, harikasınız çünkü sizin gibi dergilere bu ülkenin ihtiyacı var, bu ülkedeki metal sadece gruplarla değil; seyirci, dergi, grup, rock bar, rock/metal müzik ürünlerinin satışını yapan dükkanlar vs ile beraber ilerleyecek ve bir yerlere gelecek, bunlardan bir tanesi eksik olduğu zaman bir adım ileri gidemeyeceğiz, o yüzden okuyucu olmasa da yazmak, albümünü almayan olsa da müzik yapmak ve kaydetmek gerekir bana kalırsa.
Benim sorularım bu kadar, son sözler için sahne senin.
Bu güzel röportaj için grup adına çok teşekkür ederim. “Sert kalın”, “heavy metal ateşini canlı tutun”, “hep destek tam destek” filan gibi bir şeyler söylememi bekleyebilir insanlar, ama öyle bir şey demeyeceğim, çünkü bu tarz sözler bana salakça ve samimiyetsiz geliyor ☺ Son söz olarak söyleyeceğim tek şey şudur; insan olun, can yakmayın, kendiniz olun ve yaptığınız her şeyde ortaya kendi ruhunuzu koyun çünkü samimiyetsizlik anlaşılır.