Paradise Lost

Nick Holmes

Selam Nick! Bloodbath Eylül ayında seni vokalist olarak duyurdu ve Kasım ayında albüm çıktı. Süre nasıldı? Duyuru yapıldığında stüdyoda mıydın?

Hayır, hayır. Bunu bana yaklaşık iki sene önce Katatonia, Paradise Lost, Devin Townsend turunda teklif ettiler. İlk başta şaka yaptıklarını düşündüm ve kabul etmedim. Arkadaş olmamız önemliydi çünkü ben bilmediğim insanlar ile çalışmak istemem. Bu müziğe geçmişten gelen ortak sevgimiz her şeyi bütünledi.

Yazım aşamasına yardım ettin mi?

Son dakikada iki şarkıya katkım oldu ve her şey biraz aceleye geldi. Bloodbath tayfası kendi müziklerini klendileri yapıyor. Ortada bir yardımlaşma yok, herkes bir iki şarkı yazıyor. Ortak payda death metal ama şarkılar kendi içinde değişiklik gösteriyor. Benden sana bir tüyo; lirikleri yazana bak besteleri yapanı da göreceksin.

"Grand Morbid Funeral" albümünü çok sevdim. Paradise Lost diskografisinde de brutal vokal var ama çok yaygın değil...

Hayır. brutal vokali eski günlerde kullanırdık. Yaklaşık 23 yıldır bu vokali yapmadım. Brutal vokal müziğe farklı bir doku katıyor. Adeta farklı bir enstrüman gibi. Yeni albüm death metal albümü değil ama fazlasıyla death metal elementleri taşıyor. Neredeyse 30 yıla yaklaşan bir aradan sonra bu vokalleri kullanmak bizim için hem yeni bir fikir hem de yarış gibiydi. Yeni bir albümü yazmak zaten başlı başına zor bir süreç. Brutal vokal kullanımında doğru ya da yanlıştan ziyade bence kulağa iyi gelip gelmediği önemli. Fazla karmaşık bir durum yok yani.

Yeni Paradise Lost albümündeki vokalleri anlatsana?

Evet pek çok brutal vokal kısmı var; ama albüm vokalden ziyade ağır rifler üzerine kurulu. Clean vokal sonrasında kükreyen sert nakaratlarla dolu o yeni nesil nu metal bokları gibi tınlamasın yeter. Bu tarz müzikten nefret ediyorum.

Sonrasında dur kalkla başlar?

Evet bu tarz bir şey istemedim. İlk şarkıda kükreyerek başlarken sonrasında clean vokale geçtim. Basmakalıp şarkı yazımlarından nefret ediyorum. Sınırlı bir cephanen var ve her şarkıda bu daha sıradan daha klişe bir hale geliyor.

Paradise Lost kariyerine 1988 yılında başladı, Bloodbath ise tam on yıl sonra 1998'de...

Evet, onlar bizden dört yıl daha geçen, şu an bir şey ifade etmese de çocukluk zamanlarında dört yıl büyük zamandı. Şimdi onlarla aynı ligdeyiz.

Bloodbath ile Amerika'da ilk turnen.

Hatta Bloodbath’in ilk Amerika turnesi. Daha önce onlar burada çalmadı.

Sen daha önce burada çaldın mı?

Pek çok kez, bunun yanında tatil içinde buraları çok seviyorum.

Tatil mi? Biz ise kaçıp kurtulmayı düşünüyoruz.

Yaklaşık 15 kere geldim, buraları seviyorum özellikle Keys'te takılmayı.

Los Angeles'ta en sevdiğin yer neresi?

Malibu muhteşem. Dürüst olmak gerekirse her yeri seviyorum. Bir araba kiralayarak binlerce kilometre sürmeyi seviyorum.

İngiltere'de böyle uzun yolculuklar yapabiliyor musun?

Burada sürmek daha az stresli, İngiltere öylesine kalabalık ki sürmek adeta kabus.

Şarkı yazım aşamasında Paradise Lost ile Bloodbath arasında ne farklar var?

Paradise Lost'ta ilk günden beri besteleri ben ve Greg yaptık. Hala her şeyi yazar ve internet üzerinden paylaşırız. Provalarda farklı fikirler üreten ve deneyen bir grup değiliz. Bu metot bizde çalışmadı.

Pek çok insan böyle yazıyor oysa.

Böyle çalışan insanları anlamıyorum. Zamanında bizde denedik. Stüdyoda bir şeyin iyi olduğuna inanıyorsun ama ertesi gün sana o kadar da iyi gelmiyor. Üretken bir metot değil. Fikirler bitmiş iş üzerinden uçuşuyor bizde. Beş şarkıdan sonra diğerlerinin hangi rotada gideceği belli oluyor zaten.

1988 yılının teknolojisi ile şimdiyi karşılaştırmanı istesem?

Kasetlere kayıt yapardık. Çok kanallı olmadığı için üst üste kayıt yapamazdım. Şimdiyse sadece Pro Tools ve internet kullanıyoruz. Hepimiz ülkenin farklı yerlerinde yaşıyoruz. Tur ya da konser olacaksa prova yapıyoruz. Çok beraber çalışmıyor yada takılmıyoruz.

Birbirinize gıcık olmuyorsunuz değil mi?

Aslında oluyoruz. Turda üç gün bize yetiyor, sonrasına yaklaşık altı hafta ara. Festivaller ise muhteşem. Uçuyoruz, sarhoş oluyoruz ve eve dönüyoruz. Tekrar çocuk olmak gibi...

Maryland Death Fest'te çalmak nasıldı?

Festival için uzun bir yol gelsek de değdi. Greg'de grubu Vallenfyre ile buradaydı, dün onunla epey takıldık.

Müzik dışında yaptığın gündelik bir işin var mı?

Hayır 26 yıldır sadece müzik yapıyorum.

Şarkı yazımı hakkında konuştuk, başlangıç ne kadar zor? Süreci etkileyen şeyler nedir?

Sevmediğim çok şey var. Üç haftadan fazla uzakta olmamak gibi. Zahmetli işleri sevmiyorum. Yaşlandıkça daha fazla konfor arıyorsun. İstediğin anda bir tuvalet ya da duş bulamamak can sıkıcı. Bende yaşlandıkça konforun yanında mutluluk aradığımızı farkettim, çünkü yapmak istediğim çok şey var. Çakır keyif olmak her şeyi çözmüyor. Sahnede olduğunda kimse nasıl bir gün geçirdiğin, kuliste neler ile karşılaştığın ile ilgilenmiyor ne yazık ki. İş şarkılara gelirse eğer biz hala bu müziğin hayranlarıyız, bu müzikle yaşıyoruz. Hala bir yarış halindeyiz. Kendimiz için çıtayı o kadar yükseğe koyduk ki... Emin ol iş eleştirmek ise eğer en sert eleştiriyi biz yapıyoruz kendimize. Boktan olduğumuz günleri birinin bize söylemesine gerek yok çünkü biz biliyoruz. Müzik yapmak dışarıdan bakmayı gerektirir. Sana mükemmel gelen şey dışarıdan baktığında o kadar iyi olmayabilir. Eminim çoğu grup işe böyle bakmıyordur.

İki grupta çalmak zor değil mi?

Üç, dört grupta çalan arkadaşlarım var ve bunun nasıl beceriyorlar bilmiyorum. Bu yoğunluk delilik. İki ajandam var sarı Paradise Lost, kırmızı ise Bloodbath için ve daha önce hiç ajanda kullanmadım. Tam zamanlı iş gibi...

Yeni Paradise Lost albümünden favori parçan hangisi?

Seçemem çünkü hepsini seviyorum. İçinden ayırmak zor. Ama iş canlı çalmaya gelince kimi şarkılar diğerlerinden daha güçlü tınlıyor.

Paradise Lost için belli olan konser tarihleri var mı?

İki Almanya konserimiz olacak. Promosyon haftasından sonra Bloodbath ile Sweden Rock Festivali'nde çalacağım. Önümüzdeki haftalar epey yoğun anlayacağın.

Yeni Paradise Lost albümünü gotik metal ya da death metal gibi bir sınıfa sokabilir misin?

Kariyerimizin pek çok döneminden izler taşıyor. Modern prdoüksiyona rağmen retro tınılar var ama yeni ve temiz duruyor. Yayınladığımız parçalara geri dönüşler güzel. Bekleyip göreceğiz.

"The Rarities, The B-sides" toplamasını dinledim ve ne kadar farklı tarzlar denediğiniz gördüm.

B-side tabir edilen şarkılardan yazmaya çalışmadık hiç. Bu şarkılar genelde çöp şarkılar oluyor. Albüme girsin diye bir şarkı yapıyorsun; bazen süresinden bazense belirsiz bir nedenler albüm dışında kalıyor. Bu bir şekilde parçaları dinleyiciye sunma yolu. Single ya da B Side şarkılarda durum farklı. Bu işlemiyor, yeterince güçlü şarkılar değiller. Ama bizde bu türde birkaç istisna şarkı var.

Evet, albümü dinleyince farkettim.

Canlı çalmayı sevdiğimiz birkaç iyi parçanın yanında üzülerek söylüyorum kötü parçalarımız ve coverlar var.

Ama onlar yayınlandı.

Evet, beste yapamıyorsan cover çalıyorsun. Cover şarkılardan bıktım, şu ana dek 10 cover parça yapmışızdır.

Neredeyse 30 yıldır bu iştesin, bu kadar fikri nereden buluyorsun?

Beyin jimnastiği. Bir anket yaptık ve insanlara hangi şarkıyı canlı dinlemek istediklerini sorduk; çoğu insan bunu reklam kampanyası olarak gördü ve ne oy çıkarsa çıksın kendi parçalaramızı çalacağımız düşündü. Buna rağmen binlerce insan katıldı ankete ve onlarında isteklerini göz ardı etmeden listeyi şekillendirdik.

"Neden bunu yapıyoruz?" diye düşündüğün oluyor mu?

İnsanlar sürekli "Neden bu şarkıyı yapmadın, bu şarkıyı yaptın?" gibi sorularla geliyor. Bunun herkesi memnun edecek bir orta noktası yok.

Dinlediğin ve sevdiğin yeni gruplar var mı?

Sabah Tribulation'ı dinledim ve sevdim. Pallbearer'da sevdiğim bir grup. Bence onlar iyi gruplar. Bu ikisi dışında dişe dokunur bir şey duymadım. Müzik konusunda zor mutlu oluyorum ve farklı değerleme kriterlerim var. Popüler olup olmaması benim için önemli değil. Sadece iki hayranı olsa bile grup iyi müzik yapıyorsa iyi müzik yapıyordur. Beğeniyorsam beğeniyorum, anlatabildim mi? Bunun yanında fazlası ile gazlanan şeyler ne kadar iyi olursa olsun beni itiyor. Bu tüm dostlarının sana Breaking Bad dizisini övüp sürekli neler kaçırdığını anlatmaları gibi.

Son sözlerini alalım?

Şerefe!

Kaynak: Metal Junkie Zine / I.O. Kirkwood

BAĞLANTI NOKTALARI:

www.paradiselost.co.uk
www.facebook.com/paradiselostofficial
www.twitter.com/officialpl

Baran Şahin