Selamlar, pandemi günlerinde hayat nasıl gidiyor?
Taylan: Atlattık sayılır. Bu dönem bizim için bol üretimle geçti. 3 şarkı yayınladık. Cinnet çağı, Söz mezarlığı ve Anladığın Dilden. Üç şarkı da Dünya’ya klasik Diken bakış açısını yansıtan şarkılar.
Hakan: Çoğumuz gibi… Hayatta kalarak, üreterek ve düşünerek geçiyor.
Erman: Oldukça yoğun geçiyor. Hastalığı yeni atlatmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, cidden önlemleri sıkılaştırmamız gerekiyor. Nitekim herkeze aynı etkiyi yapan bir hastalık değil. Korunmaya devam…
Ciddi emek harcadığınız son albüm "Ağır İtaatsizlik" geçen hafta yayınlandı. Albüme geri dönüşler nasıl?
Taylan: Açıkçası beklediğimizin çok üstünde oldu. Albüm çok ilgi gördü ve olumlu eleştiriler aldı. Dijital ortamdaki dinleyici sayılarımız da her geçen gün artıyor.
Hakan: Şu güne kadar gerçekten büyük ilgi gördü diyebiliriz. Albüm, uzun soluklu ve geniş zamana yayılan bir geri dönüş sürecini kapsar. Biz özellikle Hadeyan’da ve Ağır İtaatsizlik’te günümüzü kayda geçirip geleceğe seslenen şarkılar yaptık. Bugünler aslında bu albümün ömrü için daha ilk saniyeler. Zaman ilerledikçe çok çok daha fazla kıymetlenecektir.
Erman: Güzel ve sayıca diğer albümlerimize nazaran fazlaca geri dönüşler alıyoruz. Bu durum bizi mutlu ediyor tabii ki. Özellikle idollerimin başında gelen King Diamond’un lead gitaristi Andy LaRocque’den çok güzel yorumlar aldım. Doğru yoldayız…
Albümün sound'una ve kaydına özel önem verdiğinizi ve emek harcadığınızı biliyorum. Albüm kaydı nerede yapıldı?
Taylan: 2015’den beri yayınladığımız tüm single ve albümleri evde kendi imkanlarımızla kaydediyoruz. Davullar, bas gitar ve solo gitarlar bende toplanıyor. Miks ve masteringi ben yapıyorum ama son kararı hep birlikte veriyoruz.
Hakan: Her birimizin kendi ev ortamında, enstrümanına yönelik ayrıntılı bir altyapısı var. Enstrüman kayıtları kendi soundlarında Taylan’da toplanır. Burada mix ve mastering etkileriyle son halini alır. Bu 6 yıl öncesine Yenilmeyenler’le birlikte oturttuğumuz bir pratik. O yüzden kayıt konusunda bir grup için inanılmaz hızlı bir reflekse sahibiz. Günlük hayatımız müsade etse, 3 ayda bir albüm çıkaracak kadar rahatız ve pratiğiz bu konuda.
Erman: Tamamen ev yapımı 😀 Diken şuanda yarın şarkı yayınlamak istese bir gün içerisinde tüm kayıtları yapıp miks-mastering işlemlerini tamamlayabilecek bir altyapıya sahip.
Son albümde favori parçanız, parçalarınız nedir? Hangi şarkıları canlı çalmak için sabırsızlanıyorsunuz?
Taylan: Benim için hepsi favorim. Albümde içimize sinmeyen tek bir nota dahi basmadık. Zaten gala gecesinde tüm albümü canlı dinleyeceksiniz.
Hakan: Dahil olduğum 3 albüm ve birçok tekli üzerinden konuşacak olursam, hiçbir şarkımızı öylesine yayımlamadık. Hepsi üzerinde kafa yorulmuş, temasına uygun işlenmiş ve mesajı olan eserler. O yüzden her zaman hepsi birer favoridir. Şu an en önemlisi bir an önce çalışmaları tamamlayıp seyirciyle buluşmak. Hepimiz canlı performansı özledik.
Erman: Bütün parçalarımız birbirlerinden farklı önem ve anlama sahip. Bana kalırsa hepsi favori ama tabi takdir dinleyicinin. Dinleyenlerin kendilerine favori belirlediği, öne çıkan illaki parçalarımız olacaktır.
Uzun zamandır konser vermiyorsunuz. Hem pandeminin seyri, hem ağırlaşan ekonomik şartlar özellikle artık şehir dışı konserleri çok zor kılıyor. Birkaç yıl önce hayranlarla stüdyoya girip nette yayınlamıştınız, yeni albüm için böyle bir lansman olabilir mi? Zira yeni şarkıları canlı duymak için sabırsızlanıyorum.
Taylan: Pandemi ve üstüne davulcumuzun ani şekilde ayrılmasından dolayı pandemi yasakları ertesi başlayan konserlere çıkamadık. Şu an yeni davulcumuzla 3 senelik ayrılığa son vermeyi hedefliyoruz.
Hakan: Böyle büyük bir albüm için stüdyo buluşması çok küçük bir etkinlik olur. O yüzden ne olursa olsun mutlaka özel bir gece gerekir. Çalışmalarımızı tamamladıktan sonra büyük bir ihtimalle İstanbul’da bir lansman gecesi ile yeniden sahnelere döneceğimizi umuyoruz.
Erman: Kısa bir süre içerisinde konserlerimize tekrar başlayacağız. Bizde dinleyicilerimizle tekrar buluşmak için sabırsızlanıyoruz.
Geçen yıllar içinde, ülke şartlarına da bağlı olarak Diken'in hem müziği hem şarkı sözleri sertleşiyor. Düzene karşı fikirleri korkusuz dile getirenlerin azaldığı coğrafyamızda bu korkusuz duruşunuz için ayrıca teşekkür ederim. Umudu diri tutmanın zor olduğu bugünlerde yirmili yaşlarda hayranlarınıza hayata dair ne tavsiyeler verirsiniz?
Taylan: Biz teşekkür ederiz. Grubun adının neden Diken olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. Düzen insanları kişiliksiz ve üretkenlikten yoksun ruhsuz bireyler haline sokuyor. Bu hale gelen bir toplum hayal de kuramaz. 1998’de asla vazgeçme dedik şimdi de tek kurşun kaç kuruş? Yüzüme bak söyle.. diyerek bu umutsuz yığınları omuzlarından tutup silkelemeye çalışıyoruz. Gençlerin hayata tutunmak için mutlaka hedefleri olmalı. Hedefsiz plansız bir hayatla sadece sürüklenirsiniz.
Hakan: Kötülüğün motivasyonu korkular, kaygılar ve endişelerdir. Bir yerde iyilik pasifleşirse kötülük güçlenir. Yaşadığımız süreç de aslında iyiliğin sıradanlaşmasının karşısında kötülüğün güçlenmesiyle açıklanabilir. Ancak kötülüğe karşı cesaret gösterirseniz, içindeki korkuları yüzüne vurursanız onu etkisizleştirebilirsiniz. Bizler de iyilikten yanayız ve bu yüzden korkmuyoruz. Lafı evirip çevirmeden üslubuyla iyiliği yeniden uyandırmak ve cesaretlendirmek adına elimizdeki imkanı, yani müziği kullanıyoruz. Genç dostlarımıza söyleyebileceğim şeyler: Akıldan, mantıktan ve bilimden, evrensel ahlaktan şaşmayın. Korkmayın ve taviz vermeyin. En önemlisi kötülüğe itaat etmeyin.
Erman: Gerçekten farkındalığı yüksek bir genç nesil geliyor bunun farkındayım. Gençlerimizi heavy metalin uçsuz bucaksız eleştirel bakış açısına davet ediyorum. Eminim kendilerinden çok fazla konu bulacaklar ve bakış açıları genişleyecek. Diken olarak ana amacımız zaten Türkiye’de ağır metalin farkındalığını yaratmak ve gerçek ağır metal müziği kendi yorumumuzu katarak icra etmek. Gençler öncelikli olarak bol bol her konuyu sorgulasınlar, çözüm önerileri düşünsünler ve aksiyona geçsinler. Tabiki Diken dinlemeyide hiçbir zaman bırakmasınlar…
Biraz hayal kuralım. Özel bir konserde sahne alacaksınız ve konserde yer alacak grupları siz seçeceksiniz, bu gruplar kimler olur ve konserde her albümden tek parça çalma hakkınız var. Şarkı listesi nasıl olur?
Taylan: Wasp, Judas Priest ve Kiss gruplarıyla sahne almak isterdim. Wasp’la bu hayalimi gerçekleştirdim tabi. Listem şöyle olurdu:
WASP : Arena Of Pleasure
Judas Priest : Hell Patrol
Kiss :Unholy
Hakan: Her ne kadar pratikte alt gruplarla sahnelerini paylaşmıyor olsalar da bir Iron Maiden sahne set-up’ında çalmak isterdim. Sadece o görkemli sahnede olmak bana yeter. Biz yine Diken çalalım ama 🙂
Erman: Beraber çalmak isteyeceğim gruplar King Diamond, Saxon ve UDO olurdu sanırım. Aslında bu isimlerin yerine heavy metalin herhangi bir baba grubu da olur. Şarkı listesi ise şu şekilde olurdu;
Hedef Büyük: Dost Yüreği
Ay Batarken: Kara Toprak
İsyan: Korku
Yenilmeyenler: İhanet
Hadeyan: Zaman
Ağır İtaatsizlik: Sabrım Sınırda
Astrahan "Bıkkın, Kızgın & Keskin" dışında bildiğim ne kayıtlarda ne konserlerde cover parça çalmadınız. Yabancı bir gruptan cover yapacak olsanız bu parça ne olurdu?
Taylan: Biz prensip olarak cover çalmıyoruz. Çünkü kendi hikayemizi anlatıyoruz. Astrahan coverini da sevgili Osman Metin Dikkaş’ın anısına albüme koyduk ve Yenilmeyenler konserlerinde çaldık. Yabancı bir cover çalmamız açıkçası pek mümkün görünmüyor ☺
Hakan: O kadar çok şarkımız var ki. İnan başka bir gruptan şarkı çalmak aklımıza gelmiyor. Bizim derdimiz bize yeter yani 🙂
Erman: Cover şarkı çalmayı kendi adıma pek doğru bulmuyorum. Çünkü bir şarkının en güzel versiyonu orjinalidir bence. Astrahan parçası tamamen Osman Metin Dikkaş’a bir saygı göstergesiydi sadece. Şarkının görevini de hakkıyla yerine getirdiğini düşünüyorum.
Üzerinden çok zaman geçti, ama ilk ve şimdilik tek röportajımız olduğu için sormak istiyorum. Beğeni ile karşılanan çıkış albümü "Hedef Büyük" sonrasında çıkan "Ay Batarken" de hem müzikal tarzınız, hem imajınız radikal şekilde değişmişti. Grup kararı mıydı bu değişim yoksa plak şirketi yönlendirmesi mi?
Taylan: Maalesef plak şirketinin direktiflerini yapmak zorunda kaldık çünkü sözleşme vardı. Benim o albümde hiçbir insiyatifim olmadı. Gökalp Ergen prodüktörümüzdü, ne istediyse yapıldı. Sonuç ortada. Dinleyicilerimiz kararını verir zaten. Ay Batarken maalesef sönük bir albüm olarak kaldı. Şarkılar Diken şarkıları gibi değildi, tuhaf bi sentez çıkarmaya uğraştı şirket ve Gökalp ama tutmadı çünkü Diken’in özü olmayan bir şey, bize yabancı bir şey ortaya çıktı..
O dönem prodüktörünüz olan, ve kimi kaynaklarda bir dönem gitaristiniz olduğu yazılan Gökalp Ergen ile iletişimiz devam ediyor mu?
Taylan: Gökalp bizim hiçbir zaman gitaristimiz olmadı, sadece 1999’da yaptığımız 4 şarkılık ep “Düşlerim Ölümsüzdür” de solo gitarları çalmıştı. Gökalp Ergen ile hiçbir iletişimimiz yoktur. Ay Batarken’den sonra bir daha yollar kesişmedi.
Kişisel olarak müzikal esin kaynaklarınız kimler?
Taylan: Diken 1992’de kurulduğunda WASP’ı ilham almıştı.Hedef Büyük bu ilham üzerine şekillendi. Benim bu müziği ve vokal tarzımı geliştirmem de en büyük yol göstericim Blackie Lawless olmuştur. Halen daha bu etki devam ediyor ama artık daha progresif bir heavy metal icra ediyoruz. 2016’dan beri ve Ağır itaatsizlik”de üçümüzün de farklı metal ilhamları aynı potada erimiş oldu.
Hakan: Kendi adıma müzik potamda çocukluktan beri erittiğim klasik müzikten, ‘psychedelic rock’a pek çok tat var. Ben de beste için kendime bir ‘riffler marketi’ kurdum. Bir şarkıyı planlarken hangi duygu hakimse, ona göre ilgili reyona gidiyorum. Öfke ve eleştiri varsa şarkıda, elim sert rifflere, komplike ve hızlı ritimlere yani ‘thrash’ reyonuna yöneliyor. Daha entelektüel bir konu ve anlatım hakimse sepeti Avrupa metali reyonuna sürüyorum. O zaman daha melodik ve progresif, neo-klasik riffler kullanıyorum.
Erman: 80’ler heavy metali ve progresif rock benim ana damarlarımı oluşturuyor. Yüzlerce grup ve müzisyen sayabilirim müzikalitemi etkileyen ve yönlendiren. Ama bir gitarist olarak idollerimi Andy LaRocque (King Diamond), George Lynch (ex-Dokken), Mathias Dieth (ex-UDO) olarak belirtmek isterim.
İki kere müziği bırakan ve buna rağmen pes etmeyen Diken'in temel motivasyonu nedir?
Taylan: Bunlar aslında uzun soluklu aralar olmuştu. Diken her yeni başlangıçtan devrim yaparak çıkmıştır ve döneminin ruhunu yakalamıştır. Yeni üretimlerle geleneğini yaşatmaya devam etmiştir. Temel motivasyonumuz albümde de belirttiğimiz gibi “Aslolan Hayat”ın kendisidir. Yaşamaya devam etmektir.
Hakan: Diken hiç müziği bırakmadı. İmkanları dahilinde hareket ettiği içi bazen imkanlar uygun olmadı. Bir ara nefes alıp yeniden harekete geçti demek daha doğru olur. Zaten bundan sonra artık böyle uzun aralar görmeniz zor. Bir şeyler üretme ve sunma isteği bizi sürekli motive ediyor. Bu üretme isteğinin örneklerini ilerleyen zamanda hem Diken adı altında hem de Diken’i oluşturan kadronun ayrı ayrı kendi projeleri ile görmeye devam edeceksiniz. Elimiz ayağımız tuttuğu sürece bu böyle devam edecek sanırım.
Erman: Bence Diken müziği bırakmaz sadece dinlenmek için ara verir 😀 Daha öncede belirttiğim gibi bir dava uğruna hizmet ediyoruz. Bunun sonu geleceğini sanmıyorum.
"Kızıl Dolunay" sonrasını Diken için bir milat, bir kırılma noktası görüyorum. Bu şarkı sonrası gittikçe sertleşen ve daha tavizsiz, daha öfkeli bir Diken dinlemeye başladık. Siz bu tespite katılır mısınız?
Taylan: Kızıl Dolunay az önce bahsettiğim uzun soluklu ikinci aranın sonundaki devrimdir. Çünkü bu single sayesinde Ankara’da bir kadro kurulmuş ve yeni üretimler, yeni albümler gelmiştir. Zamanı ve gündemleri izleyip okudukça öfke artmış, öfke arttıkça sesler de sertleşmiştir. Diken her geçen yılda adına daha da yakışır bir çizgiye ulaşmıştır.
Hakan: Öyle günler gelsin ki, biz artık öfkeden, sitemden, mücadeleden… Saf kötülükten başka bir şeyler anlatalım şarkılarımızda. Ufka bakınca şimdilik öyle günler biraz uzakta görünüyor. O zaman biz de salt ne yaşıyorsak ya da etrafımızda neler yaşanıyorsa onu anlatmayı sürdüreceğiz.
Erman: Yaptığımız müzik doğası gereği sert. Yaşadığımız coğrafyadaki hayat koşulları çok sert. Bu iki öğe birleşince ortaya çıkan müziğin sürekli sertleşiyor olması zaten kaçınılmaz bir durum. Diken’in müziği her ne zaman yapılırsa yapılsın bu kişilerle birlikte her zaman sert ve melodik olacaktır. Anlattığımız konular ise birilerine batacak, bazı insanları rahatsız edecektir.
Bu koşullarda çok zor olduğunu biliyorum ama albümün fiziki basımı söz konusu mu? Diğer yandan artık çoğu grubun etkin kullandığı, ve çoğu dinleyicinin olmazsa olmazı müziğin internetten yayınlanması ve dinlenmesi hakkında görüşleriniz nedir?
Hakan: Ağır İtaatsizlik albümü için ilk etapta CD formatını planladık. Ancak son 6 ayda iyice ayyuka çıkan ekonomik buhran, CD’yi oluşturan her şeyin uçuk fiyatlara ulaştığı bir döneme sürükledi bizi de. Biz her şeyi göze alıp CD’yi bassak dahi ne yazık ki dinleyiciye bunu uygun bir ücretle ulaştırmakta zorlanacağız ve bu da başta bizi olmak üzere kimseyi mutlu etmeyecek. O yüzden en azından önümüzdeki birkaç ay CD formatını erteledik. Ne kadar dört gözle beklediklerini bilsem de koleksiyoner dostlarımdan bu gecikmeden ötürü özür diliyorum. Neyse ki dijital platform var. Şu an için tüm mecralarda dinleyici ile buluşmak konusunda hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz.
Erman: Fiziki albümlerden oluşan büyük bir koleksiyon sahibiyim. Fiziki basılı eserler bence olmazsa olmazdır. Fakat gerek teknolojinin gelişmesi gerek ülke şartları göz önünde bulundurulduğu zaman çağımızın dinleyicisi benimle aynı fikirde midir? Burası bir bilinmemezlik benim için. Kısmet diyelim…
Taylan: Dijital ortam çağın zorunluluğu artık. Önemli olan müziğimizi olabildiğince çok insana ulaştırmak. Bu platformlar da bunu sağlıyor. Tabi basılı materyalin sıcaklığı bambaşka..
Unutamadığınız bir konser anısını bizimle paylaşır mısınız?
Taylan: Yenilmeyenlerin gala gecesi benim için çok heyecan verici ve untulmazdı.
Hakan: Her konserimiz unutulmaz geçiyor bizim için. Ancak yeri ve atmosferi nedeniyle Olympos’ta 2018’de verdiğimiz konser benim için unutulmazdı. Sanırım bir daha çam ağaçlarının altında konser veremeyiz 🙂
Erman: Ben de bu konuda Taylan abiyle aynı fikirdeyim. Benim adıma ilk Diken konseriydi unutmam imkansız.
Gelecek Diken için neler getirecek? Orta vadede planlarınız neler?
Taylan: Şu aşamada öncelik, olabildiğince çok konser vererek dinleyicilerimizle buluşmak.
Hakan: En büyük hedef konserler. Çünkü hepimiz çok özledik. Önce İstanbul… Sonra gidebileceğimiz şehirleri gözden geçirip konser serilerimizi sürüdürmek istiyoruz.
Erman: Öncelikli olarak bol bol konser vererek dinleyicilerimizle arayı kapatmayı planlıyoruz. Sonrası bizim için aynı Diken yine üretecek, yine anlatacak, yine var olacak…
Umutsuzluğun kol gezdiği, ağır karanlık içinde yaşadığımız linç çağında umudu diri tuttuğunuz için teşekkür ederim. Son sözler için sahne sizin.
Taylan: Aslolan hayattır, bu söz yeni bir “Asla Vazgeçme”dir. Dört duvarın tosunlarından korkmuyor, Hak hukuk ve özgürlük diyoruz.
Hakan: İtaatsiz kalın!
Erman: Kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için öncelikle Rock Vault ailesine teşekkür ederim. Kimse umutsuzluğa kapılmasın ve gençlere güvensin. Her düşüşün bir yerden kalkışı vardır. Bol bol heavy metal dinleyin ve yaptığınız iş her ne ise en iyisini yapmaya gayret gösterin. Zaten gerisi gelecek, göreceğiz…