Hellmouth

Hellmouth

BARAN @ Rock Vault : Merhaba ilk olarak bu günlerde nasılsın diye sormak istiyorum? JEFF @ HELLMOUTH : Gerçekten çok iyiyiz! Hayata dair olan genel kötü duruşumuz dışında, işle gerçekten iyi gidiyor. Yeni albüm hakkında heyecanlıyız.

Yeni album henüz piyasada değil ama Ferret Music, biz de dahil olmak üzere pek çok yayıncıya promo CD’leri gönderdi. Yorumlar nasıl?

Jeff : Değerlendirmelerin büyük bir kısmı olumlu yönde. Tabi ki bizden ölesiye nefret eden insanlar da var, fakat bu durum zaten halka değerlendirilmesi için birşey sunduğunda beklenen bir durum.

JAY @ HELLMOUTH :
Yorumların benim için anlamı yok. Değerlendirmelerin benim için anlamı yok. Kimsenin ne yaptığımız hakkındaki yorumunun benim için önemi yok.

Suicide Machines kısa bir sure boyunca ska punk olarak adlandırılabilecek bir tarzda müzik icra etti ve önemli bir şirketle kontratı vardı. Grubun 2006’da dağılmasından sonar, size nihilist bir tarz ile Hellmouth’u kurmaya neler itti?

Jeff :Hellmouth, Jay ve ben Left in Ruin’deyken başlattığımız bir yan proje olarak doğdu. Jay’in LIR’in tarzına uymayan hızlı, ağır şarkıları vardı. Alex ve Justin ile de anlaşıp kısa sürede biraraya geldik. Tarzımız ve hayata dair olan sinirimiz için ancak kendi adıma konuşabilirim. Fakat müziğimiz punk benim için ne anlam ifade ediyorsa o. Punk olmak için diken diken saçlara ya da sadece 3 akoru çok hızlı çalmanıza gerek yok. Bu bir tavır. “Dünya’nın sona ermesi gerek” felsefesine gelince de, benim için kişiler ve tüm insanlık arasında bir fark var. Bana yakın olan kişileri önemsiyorum ama insanlık olarak ne hale geldiğimizden ve şu anda oluşturduğumuz tarihten de nefret ediyorum. İnsanlar boku yemiş, köhnemiş, ahlaksız ve kanser gibi. Dünyanın iyiliği ve hem biz hem de diğer türler için yok edilmemiz gerekir.Jay : Son Suicide Machines kaydı çok negatifti ve bu bana göre yanlıştı. Dünyayı kurtarabileceğimi ve insanlara biraz umut verebileceğimi düşünürdüm. Ben yanılmışım. Sanki hata yapmışım gibi hissediyorum. Dağıldığımızdan bu yana asla şarkı söylemek istemedim. Fakat dünyaya ve insan ırkına karşı olan tiksintim beni tüketti. Sonuç ise ... Hellmouth.

Duruşunun bir parçası olarak Hellmouth müzik endüstrisinin klişelerini reddeiyor, hatta Myspace sayfanız dışında size ulaşılabilcek başka bir web adresi bulunmamakta. Bu bilinçli bir tercih mi? Sanırım büyük bir şirket deneyimi ve medyanın ilgisi size yordu.ALEX @ HELLMOUTH : Biz kendimiz için müzik yapıyor ve bunu dinlemek isteyen her kim olursa olsun onlarla paylaşıyoruz. Albüm satışları uğruna pazarlama ile ilgilenmiyoruz. İlgilendiğimiz şey, bizim için Hellmouth’un en saf olarak ne anlama geldiğini koruyabilmek. Aslında Hellmouth genel olarak onu oluşturan parçaların toplamından daha büyük. Dördümüz müzik yaparken, gerçekten büyük birşeyler oluyor. Bu sanki Hellmouth’un soyut bir varlığını kanalize etmek ve kendimiz için müziği yazıp, görselleri yaratmak gibi bir şey. Bizler sanki misantropik bir satranç oyununun piynları gibiyiz. Proaktif bir şekilde medyadan kaçındığımızı sanmıyorum. Insanlar bizimle ilgileniyorlarsa bu harika. Yaratımızı dünya ile paylaşmak istiyoruz. Sonrada onu yakıp yıkmak.

Jay : Para herşeyi mahvediyor. Turlamak işiniz haline geliyorsa, bu sadece kendisi oluyor ve kendine bağlanıyor. Sanıyorum bu da dürüstlüğü etkiliyor. Müzik benim yazıtım, benim gelirim değil ve aynı zamanda herkese çektiğim siktir.

Jeff : Biz, biz endüstri içinde herşeyi reddetmiyoruz. Çünkü gerçekten büyük bir firma ile anlaşma yaptık. İnsanlar bundan dolayı bizi aşağılayabilirler, fakat dürüst olmak gerekirse bu durum umrumuzda bile değil. Medya iyi birşey de olabilir. Bizimle ilgilenen kişilerle, mesela Rock Vault gibi grup ve müzik hakkında konuşmayı seviyoruz. Küçük radyoların yayınları bizi arayınca ya da hakkımızda podcastler yayınlanınca mutlu oluyoruz çünkü onlar gönülden bir şekilde grupla ilgileniyorlar. Reddettiğimi ise, endüstrideki çürüme ve süper-erkek “rock star” duruşu. Bizler, bir grupta çalan döst hiç kimseyiz, ve kendimize asla bundan asla bundan daha fazla bir şekilde bakmayacağız. Her zaman ne yaptığımız ile ilgili olanlarla konuşacağız. Asla bundan daha yukarıda olmayacağız. Eğer mümkün olursa, tüm performanslarımızın tıklım tıklım bir bodrumda çılgına dönmüş bir kalabalık ile olmasını isterdik. Ne yazık ki bu gerçekçi değil. Teknoloji konusuna gelince, bir web sitesine sahip olmanın zorunluluğunu hissetmedik. Ve kahretsin... Myspace bedava!

Hellmouth Myspace sayfasında dikkatimi birşey çekti. “Asla etkilendiklerini inkar etme!” Pek çok kişinin müzikal etkilenimlerini reddettiği, birbirini kopyalayıp inkar ettiği dönemde bu çok dürüst ve cesur bir tavır.

Alex : Bu görsel liste Carl’ın (Ferret’ten) ilgisini gerçekten çeken bir şey oldu. Bize,bunu görmenin tazeleyici olduğunu, ve o müziği dinleyerek büyüdüğünü söyledi. Grup üyeleri biraz daha yaşlıydı ve sanırım Carl ile aynı geçmişten geliyorduk; Cro-Mags, Leeway, Bad Brains, Entombed, Black Flag, Celtic Frost ve diğerlerine tapınarak büyümek. Bu durumda çalmak için bir araya geldiğimizde bu durumu da kanalize ettik. Bu bizim yapımızın bir parçası. Maalesef günümüzde bu genç gruplarda eksik olan bir durum. Onlar; “metalcore”, “deathcore” ya da “emocore” dinleyerek büyüdüler. Bu durumda onların yapısı da bunların üstüne kuruldu. Bu aşağıya doğru bir spiral. Tüm grupları “iyi” olan birşeyden daha da uzağa taşıyan bir kartopu etkisi. Müzik eliptiktir ve gençliğin bu türlerde uzaklaşıp, metalcore, deathcore ve emocore yerine gerçek metal, punk ve hardcore’a dönmesi sadece bir zaman meselesi. Bunu umuyorum.

Jeff : Benim için en basit olarak bunu anlamı bir korkak olmayın ve bir kanaatiniz olsun. Pek çok müzisyen, etraflarındaki insanların rollerini oynamak ve oraya nasıl geldiklerini unutmak zorundalar. İnsanlar etkileri ne dinledikleri ile karıştırıyorlar. Etkilenimler, müzik yapma isteğinizi oluşturur. Bazen aynısı bile olabilir. Geçmişte dinlediğim ve artık dinlemediğim grupları ve şarkıları hatırlıyorum. Fakat bu durum benim içimde bir ateş yaktı ve müzik yapmayı istememi sağladı. Bu grup dört adet dürüst insandan oluşuyor ve geçmişimizi saklayacak değiliz. Müziksel olarak, bizim türümüzdeki pek çok grup, çaldıklarının dışında birşey dinlediklerini reddediyor. Bu Kabul görmek ya da ne kadar aşağıda olduğunu kanıtlamak için yapılacak çok saçma birşey.

Jay : I like pussy...

Son dönemlerde özellikle Norveçli black metal grupları ve elemanları nihilist söylemlere sahip müzik yapıyorlar. Aynı sizin gibi onlara ulaşabileceğimiz web sayfaları yok, hatta çoğu konsere çıkmayı reddediyor. Mesela Dead to This World ve ülkemde "Human Race Must be Destroyed" diye haykıran UÇK Grind ilk aklıma gelenler. Bu gruplar ve akımları  duydun mu?

Alex : Black Metal estetiği, kopnsepti, sesi ve ideolojisi Hellmouth’un oldukça ilgi duyduğu şeyler. Black Metal ve Hellmouth genel olarak insanlığa karşı bir nefreti paylaşıyorlar. Bu nefret bireylere değil, genel olarak dünyanın makro görüntüsüne odaklanmış bir nefret. İnsan ırkına karşı bir tiksinme. Temel olarak, insanları dünya için bir veba ve tehlike olarak görüyoruz. Bu abartı değil, sarsılmaz bir gerçek. Her gün nükleer kıyımın gölgesinde yaşıyoruz. Maalesef er ya da geç bu gerçekleşecek. Umut ediyorum ki dünya kendisini yeniden inşa edecek. İnsanlığın dünya’yı yok edebilecek güce sahip olduğuna inanmak bence kibir. Fakat aynı zamanda insanların, neslimizi tüketme noktasına kadar dayanacağına karşı bir korkumuz olmalı. Ve bunu yaparak pek çok diğer türü de yanımızda sürükleyeceğiz. Bence bu Endüstri Devrimi’nden sonra kötüleşmeye başladı. Otomobillere ve uçaklara sahip olduğumuzdan beri dünya spiral bir düşüş sürecinde. Çok hızlı bir süreç.  Herşeyi üstün bir seviyede mahvediyoruz. Her geçen ayla beraber, Karşılıklı Temin Edilmiş Yoketme planını gerçekleştirmeye yardımcı yeni bir yol buluyoruz. Dünyanın kendisini mahvetmesi için inanılmaz bir gücü var. Bu diğer başka hiç bir türün sahip olmadığı bir özellik. Kesinlikle bireyler arasında iyilik var ama toplum kötü bir halde. Sanıyorum bu konsept Black Metal ve Hellmouth’u anlamak için bir anahtar. Bu ikonografimizi, misantropik şarkı sözlerimizi, nihilistik bakışımızı ve estetiğimizi bilgilendiriyor. Bu temel olarak bizim varlığımızın kökü.

Jay : Çoğu zaman insanlar bencil. Bazen, bu dünyaya, bu hayata çocuk getirdiğim için kendimi suçlu hissediyorum. Onlar benim devam etmemi sağlayan tek şey. Bu durumda ben de bencilim. Eğer onlara sahip olmasaydım, ya suratımın ortasından kendimi vururdum, ya da milis bir hareket başlatıp büyük ölçekte bela çıkartırdım. Haliburton gibi şirketlerden başlayarak. Ya da belki kendi kanunlarımı yapar ve suçluları cezalandırdım. Diğerlerinin yaşamlarını grotesk bir şekilde karıştıran herhangi kimseyi... Hiç Dexter’ı izledin mi? Aynen onun gibi, onun bunu hakeden kötü insanları öldürmesi gibi.

Jeff : Onları dinleme şansım olmadı ama kesinlikle bunu deneyeceğim. Nihilistik görüşler pek çok sanat formunda sonsuza dek varolmaya devam edecek. Pek çok gruptan, insanların Dünya için bir veba olduğuna inandıklarına dair şarkılar dinledim ve sözler okudum. Çeşitli sanat alanları dahilinde dünya hakkında farklı görüşler almayı seviyorum. Canlı çalmayan gruplar dışında bu onlara kalmış fakat bu beni etkilemiyor. Bu biz değiliz. Herneyse, eminim onlar ikiyüzlü oluyorlar çünkü, bana onların kendilerinin grupları görmediklerini söylüyorsun.

Arkadaşın Adam'ın yatak odasında kaydettiğin dokuz parçalık demoya gelen tepkiler nasıldı? Albümün iskeletini oluşturan bu demo hakkında olumlu kritikler okudum.Alex : Hiç bir zaman açılış akortlarından bu denli büyük bir Kabul gören bir grupla çalışmamıştım. Demo hakkında olumsuz bir yorum okumadım.

Jeff :
Evet bu doğru... kaydı arkadaşımızın yatak odasında yaptık ve umduğumuzdan da iyi bir sonuç aldık. Bu kayıtla gurur duyuyoruz., fakat yeni kayıt kahrolası bir canavar ve tüm eski versiyonları ezip geçti. Demoya olan karşılık gerçekten çok iyi. Sanıyorum pek çok insan 2. nesil bir Suicide Machines bekliyordu, bu durumda bazıları hayal kırıklığına uğradı. Hiç umrumuzda değil.

Jay :
Bu demo, her zaman yaptığım en iyi şey olacak. Yaptığım her işe yaklaşımım, onun en son işim olduğu yönündedir. Demo gerçekten bu şekilde oldu ve bunu hissedebilirsiniz.

Hellmouth konserleri ve canlı performansları nasıl geçiyor?

Alex : Her serefinde, Black Flag tarzında bir yoğunluk yaşıyoruz. Temel olarak ne zaman çalsak sahnedeki tüm grupları silip atmak istiyoruz. Eğer bunu yapamazsak, bu pozisyona gelene kadar daha fazla çalışmalıyız.

Jay : Her konser en sonuncusu gibi çalıyoruz. Sanki dünyadaki son gün gibi. Seni boğazlayabilirim...

Jeff : Benim için onlar her zaman, her hangi bir anda herşeyin kötüye gideceği bir isyan gibi.

Mainstream punk sahnesi bugünlerde hareketli günler yaşıyor, pek çokgenç eline gitar alıp Myspace sayfalarına koydukları parçalar ile plak anlaşması alabiliyor. Yeni jenerasyon punk(!) gruplarının eski tayfanın tepkisini çektiği aşikar. Bu konuda sen neler düşünüyorsun?

Jay : Punk sahnesi  hareketli olmaktan çok uzakta ve sanırım ben de problemin bir parçasıyım (Suicide Machines ile birlikte). Sistemi ona karşı kullanabileceğimi düşünmüştüm ama sadece başka bir metası oldum.

Alex : Yıl 2009, 1989 ya da 1999 değil. Günümüzde herşey eskisine gore çok farklı. İçinde yaşayabileceğimiz tek gerçeklik olan bugünden başka bir dilim içinde olma konusunda bir seçimimiz yok. Buna ek olarak insanların, Myspace, evde kayıt ya da internet ağlarını müzik ve fikirlerini yaymak için kullanıyor olmaları konusunda şikayetim yok. Bu durum herşeyi daha kolay kılıyor. Fakat buna ek olarak da, herkesin müziğini dışarıya salabileceği anlamına da geliyor. Bu da şu anda piyasada öncekinden daha fazla rezilliğin olduğu anlamına gelmekte. Şimdi, liseli saçmalıkları konusunda ağlayıp sızlanan bir ton grup tarafından sele boğuluyoruz. Saçma sapan asimetrik taranmış saçlar, kız jeanleri, iyi polis/kötü polis vokaller, müzik tarihi konusunda asla fikir sahibi olmamak... bu korkunç. İnsanların “punk” diye dağıttığı tüm bu şey sadece gülünç.

Bahsi geçmişken, Myspace gerçekten çok ama çok kullanışlı. Bu site aleyhine söylecek birşeyim yok. Bizi insanların önüne sunuyor ve sahne almamızı sağlıyor. Bir yerlere gelmek isteyen her grubun bir Myspace hesabı olmalı. Şu anda içinde yaşadığımız çevre içinde de oldukça temel bir durum. Bu durumda iyi ve kötüyü aynı payede almamız gerekiyor.

Jeff : Sanıyorum ki Myspace gibi bir ağ kurma ortamında ifşa edilmek olumlu bir durum. Myspace sayesinde önceden haberimin olmadığı pek çok şey öğrendim. Internet radio yayını ve podcastler ise başka bir olumlu durum. Modern zamanların punk’ı için, dışarıda pek çok insan ve genç doğru amaçlar için burada. Bu gerçekten ilham verici. Fakat hala beni rahatsız eden çok şey var. İlk olarak punk, Warped Tour ya da annenizin sizin $150’lık fetiş pantalonunuza ne kadar yama yaptığı değil. O duruş ve bağımsız olmakla ilgilidir. MTV’de gördüğünüz çoğu kayıt antlaşmalarına sahip olduklarında, havalı saçlara ve dövmeleri ile gözüken punk rock gruplarından daha punk bir hayat tarzına sahip olan folk grupları biliyorum. Sadece kendiniz olun. İkinci olarak, pek çok stüdyo grupların üstüne sadece iyi güzüktükleri ya da satacaklarını bildikleri için atlamakta, ve gerçekten iyi işleri olan gruplar geride bırakılmakta. Bu sebepten, SAW HER GHOST gibi firmaları, diğer firmaların onlardan yeteri kadar para kazanamayacaklarını düşünüp geride bıraktıkları gruplarla antlaşmalar imzaladığı için takdir ediyorum. Ferret şansını bizimle denediği için memnunum. Onlar için milyonlarca dola para getirmeyeceğiz. Bizimle anlaştılar zira ne yaptığımız beğendiler. Beni en çok rahatsız eden durum ise, pek çok yeni punk grubunun, onlardan önce gelen tarihi bilmiyor oluşu. Bir hardcore grubu görmek gerçekten çok hoşuma gidiyor, fakat onlarla konuştuğunuzda 1995’ten önceki kimse hakkında birşey bilmediklerini görüyorsunuz. Punk, metal ve hardcore müziğin orijini ve gelişimi hakkında tutkuluyum. Kahretsin... gerçekten bunun hakkında gerçekten yüksekten atmaya başlarsam en uzun ropörtaj cevabınızı alacaksınız! Sadece kahrolası tarihinizi bilin!!! Eğer, 7SECONDS’tan “Where’s the Danger” in sözlerini okursanız, şu anki punk rock içinde beni gerçekten neyin kızdırdığını çok iyi açıkladığını görürsünüz.

Ferret Music ile anlaşma nasıl oldu? Firmanın gruba olan ilgisinden memnun musun? Bunun yanında Ferret kadrosunda en sert ve en old schol grup olmak nasıl bir his?

Alex :
Bu son sorunun bıraktığı yerden devam ediyor. Ferret sitemize geldi, yarattığımız herhangi bir etkiden olduğunu varsayıyorum ve Carl gerçekten bizim müziğimizi sevdi. Asla eski üyelerden bahsetmedi. Bu konu ile ilgili değildi. O, hayatımızı gruptan kazanıp dünyayı turlamak gibi birşeyler ilgilenmedi, sadece demoyu sevdi ve bizimle bir album yapmak istedi. Bu kadar basit. Firmaya fazla bir gelir getirmek konusunda kaygılarım var. Sanıyorum bu yüzden bugüne dek bize nasıl davrandıkları hoşuma gitti. Ferret’teki herkesle iyi ilişkiler kurulabiliyor.

Bazı alanlar dahilinde kesinlikle Ferret çizgisinde sıradışı bir grubuz. Hazır bahsi geçmişken, Carl her zaman ağır grupları çıkartır. Onun firmasındaki ilk din ya da insane karşıtı grup değiliz, ve sonuncu da olmayacağız. İçimizden kimsenin, firmanın başka kimlerle imza attığını konusunda dikkat ettiğini sanmıyorum. Bu bizim işimiz değil. Carl’ın kendi işini ve bizim de kendimizinkini yapmamızı sağlamak gerek.

Jeff : Ferret ile ilgili herşey bizim için bir sürprizdi. Bir anda bizimle ilşikiye geçerek, planlarımızı sordular ve bizimle bir album yapmak ile ilgilendiklerini belirttiler. Ferret’teki herkes çok havalı oldu. Bu firma ile beraber olmak şu ana kadar çok kolay oldu. Müzik ve album kapağı konusunda kontrolü bize bıraktılar ve tamamen destekleyici oldular. Bizim gibi olan bir grubun Ferret içinde olması sanıyorum ki insanları uzaklaştırabilir, fakat ben sürünün bir parçası olmaktansa günah keçisi olmayı yeğlerim. Carl ve ekibinin, insanların suratlarını allak bullak edecek bir album yaratmak için şans vermeleri konusunda mutluyum!

Suicide Machines sonrası kurulan Left In Ruin devam ediyor mu?

Jeff : Hayır, Left in Ruin artık faal değil. Herşey bir şekilde parçalandı. Bu kötü zira LIR güçlü bir gruptu.

Jay : Eğer solistimiz olan Dan Coburn’u görürsem, bir erkek gibi başına geleceği kabullenmek zorunda olmalı.

Sırada klasikleşmiş bir Rock Vault sorusu. Bize unutamadığın bir içki anını anlatır mısın?

Jeff : Sanırım,benim için bu Detroit’te Harpos adında korkunç bir yerde çalıp dazlakların kafasını şamarlayarak Three Stooges’tan Curley gibi sesler çıkarttığım gecedir. O akşam nasıl ölmedim hala emin değilim.Jay : Ben unutmak için içerim.

Boş zamanlarını değerlendirmek adına neler yapıyorsun?

Alex:
Tüm grup yapabildiği sürece Krav Maga çalışıyor. Ben zamanımın büyük bir bölümünü sinemada ya da kitap ve çizgi roman okuyarak harcıyorum.
Jeff : Ben Krav Maga çalışıyor ve insanları eğitiyorum. Aynı zamanda bir album biriktirme manyağıyım. Bir müzik mağazasında tüm gün kalabiliriö. Okumayı ve film seyretmeyi de çok seviyorum. Xbox 360’ım nadiren kapalıdır.

Jay : Çocuklarımla zaman öldürmek! Ve kaykay!

Ülkem Türkiye hakkında ne biliyorsun? Daha önce bir Türk grubu dinleme şansın oldu mu?

Alex : Türk sinemasını seviyorum. Fatih Akın’ın Duvara Karşı’sının mükemmel olduğunu düşünüyorum. Filmlerdeki geleneksel Türk müziğini inceledim ,aynı zamanda Mustafa Özkent’i de. Çok havalı bir Türk funk! Kıbrıs’ta bulundum ama Türkiye’ye gelmedim. Orayı ziyaret etmek isterim.

Jeff : Türkiye’den PENTAGRAM’ın ilk albümünü dinledim. O şey bir thrash metal klasiği! (Bence deWink)Umut ediyorum bir gün sizi ülkemizde canlı izleyebiliriz. Şimdi kapanış için son sözlerinizi alalım?

Jeff : Röpotaj için teşekkürler ve thrash’a devam edin!!!

Baran Şahin

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.