Rock Vault: Merhaba Giulio! Cripple Bastards’a mutlu Yaz günleri diliyorum! İtalya çukurunda neler yapıyorsunuz?
GIULIO @ CRIPPLE BASTARDS: Olağandışı bir şey yok, hep olduğu gibi hava çok sıcak. Cripple Bastards son zamanlarda her yerde yığınla şov yapmakta.
Cripple Bastards elemanlarının sahip olduğu ne tür bir geçmiş var?
Müzikal anlamda soruyorsan...anlatayım, gitarist ve bas gitaristimiz genel anlamda hardcore tarzından geliyor ve bizlere katılmadan daha önceleri İtalyan hardcore grubu Entropia’da çalıyorlardı. Bateristimiz thrash-death metal’den geliyor, önceki grubu Autopsia; Carcass’ın son dönemleri ile ‘80s thrash metal’i karışımı gibiydi diyebiliriz. Bense hepsinden önce, grubun tek orijinal elemanıyım, gürültüye ‘87-‘88 arası başladım. Her zaman grindcore ve ekstrem/hızlı hardcore ağırlıklı müzik içindeydim. Grubun ilk dönemlerinde bateri çalıyordum. Cripple Bastards’la paralel giden birçok grup var ama biz en önemlilerinden biriyiz.
Bize bazı etkilendiğiniz toplulukların isimlerini verebilir misiniz ve hangisi sizi ne derece etkiledi?
Bizim etkilendiğimiz isimlerin listesini vermek hayli zor, biliyorsun 20 seneden beri Cripple Bastards birlikte, farklı üyeler, farklı jenerasyonlar, farklı denemeler içinde olduk. Şu anki kadromuza göre konuşuyorsak diğerlerinden etkilendiğimiz söylenemez. Kendim için konuşursam, asıl olarak ilk zamanlardaki grindcore grupları Napalm Death, Fear Of God, Patareni, Unseen Terror, Repulsion, S.O.B. ile ’80-’90 dönemlerin başındaki öfkeli ve hızlı hardcore/punk/thrash benim müziğimdir... Bunlar benim geldiğim “okul” dur.
"Desperately Insensitive" LP/CD çalışmanızı nerede kaydettiniz ve bu kaydınızın sonuçlarından memnun musunuz?
İtalya’da ki Nadir Stüdyoları’nda, Tommy Talamanca ile birlikte kaydettik. Kendisi İtalyan metal grubu Sadist’in gitaristidir. Stüdyo kayıtlarından bu yana şimdiden 5 sene geçmiş. Biz bu kayıttan hala memnunuz ama bu çalışmanın şu anki kadromuzla bir araya gelip ilk defa kaydetmiş oluşumuz oldukça tecrübe vericiydi. Prodüksiyonu önceki kayıtlarımıza göre çok temiz hatta bana soracak olursanız çok dijital ve “plastik”, bir grindcore albümünün ihtiyacı olan büyük gürültü ve patlamalardan yoksun. Nadir’den sonra, 2006 yılında İsveç’in Fredman Stüdyoları’nda bin kat daha iyi promo çalışma yaptık. Sublime Cadaveric Decomposition’la yaptığımız Relapse Records çıkışlı split 7” çalışmada yer alan parçalarımıza bakmalısınız.
Stüdyoda ne tür bir kayıt sürecinden geçiyorsunuz, her şey kolay mı gidiyor, yoksa başarısızlıkla dolu ve yeniden kaydedilen materyaller mi söz konusu?
Her zaman stüdyoya girmeden önce parçalarımıza iyi çalışıp gideriz çünkü maddi imkanlarımız sınırlıdır ve içeride fazla zaman harcamayız. “Desperately Insensitive” in kaydı 1 hafta sürdü ve gayet kolay bir şekilde engelsiz piyasaya sürüldü. Fredman’da ise daha hızlıydı. önceki iki albümümüzde sıkıntı çekmiştik çünkü kayıtla alakalı olan üyeler gruptan ayrılmışlardı. Ayrılmadan önce elveda deniyor, yani bilirsin…farklı hisler...sıfır bulunabilirlik… sıfır destek… Asla ne zaman kimin ayrılacağını bilemiyorsun ancak kaydı yapmak durumundasın.
Basın olsun, dinleyiciler olsun albüm için ne tür tepkiler aldınız?
Bir sürü olumlu inceleme var, 11.000 üzeri kopya sattık ki bu yer altı/kendin yap felsefesi izinden yürüyen bir grup için, çok popüler bir plak firması altında olmayan bir grup için iyi. Ve tabii ki bir çok hevesli insan gördük, “thrash-grind” yaklaşımlarının olduğuna dair şeyler gördük. Bazı hayranların albümlerimizle köklerine, yani punk/grind müziğine geri döndüğünü gördük. “Desperately Insensitive” ile birlikte şovlarımıza gelen dinleyici kitlesine bakarsak, o zamanların bize şu anda radikal değişimleri ifade ettiğini söyleyebilirim.
Şimdiye kadar kaç konser verdiniz ve genelde ne tür yerlerde çaldınız?
Seneler içinde binlerce şov yaptık. Asla hesaplamadım. Ama çok. Bütün Avrupa’yı turladık, 3 defa Amerika’ya gittik ve yine gidebiliriz. Genellikle klüp ve müzik barlarında çalıyoruz, ilk 10 yılımızda gecekondu tarzı yerlerde ve punk tarzlı mekanlarda çaldık. Şu anki yönümüz anti politik bir grup olduğumuz zamanlardan hayli uzak.
Kimlerle aynı sahneyi paylaştınız?
Yığınla grup var… Birkaç tane bahsetmek gerekirse: Napalm Death, Brujeria, Suffocation, Extreme Noise Terror, Phobia, Rotten Sound, Nasum, Regurgitate, Ratos De Porao, Chaos U.K., The Varukers, Fear Of God, Agathocles, Yacopsae ve bu liste sonsuza kadar sürüp gidecek!!
Seyirciniz nasıl, örneğin İtalya, diğer seyircilerden farklı mı?
Bilmiyorum… Buradaki bazı şovlarımızda büyük ilgi oluyor ama bazı koltuğuna yapışmış tembel insanların kendi dünyalarına çekilmiş oluşu kötü, yani gençler şovlara gitmiyorlar, brutal progressive post-death yada ne türlü osurukları yapıyorsanız yapın ama değişimi konserlerde yakalayabilirsiniz ki burada bir gün diğer bir güne benzemez. İnternet jenerasyonu adamlar her şeyden sıkılıyorlar. CB iyi bir kadroya sahip, her zaman İtalya’da en az az 200-300 insana çalıyoruz, bazen sadece biz çalıyoruz yani başka grup olmuyor.
Bulundurduğunuz albümlerin dağıtımı nasıldı?
Söylediğim gibi, 11.000’den fazla kopya sattık. Albüm dünya çapındaki pazarlarda 5-6 farklı plak firması tarafından yayımlandı. Necropolis/USA (Century Media) etiketiyle CD edisyonlarımızı yapmıştık. Güney Amerika’da Peculio bizle ilgilendi. Ve sonunda Obscene Europe & Asia etiketiyle farklı kapak çalışmaları ve bonus parçalarla birlikte yeniden albümlerimizi bastık. Vinyl versiyonlar Deep 6 (Amerika) ve Massacro Rec. (İtalya) tarafından yapıldı.
Farklı plak firmalarıyla ayrı lisans anlaşmalarınız var mı?
Başlangıç aşamasında Necropolis/USA ile çok özel bir anlaşmamız vardı ancak onlar sonradan durdular. Kendi işimizin etrafında pervane gibi döndük ve onların yapacağını biz yaptık. Albümü biz tanıttık ve verdik. Şovlarda yalnızca 40 kopya satabildik!!! Sonrada onlarla tüm anlaşmamızı feshettik. Lisansımızı farklı firmalara verdik.
Cripple Bastards’ın icra ettiği ekstrem metal tarzı için neler söyleyebilirsin, diğer grupların Cripple Bastards’la aynı tür şeyleri yaptığını düşünüyor musun?
CB oldukça kendine özgü bir grindcore yapıyor çünkü bir topluluk birçok farklı tarzdan geçtikten sonra kendi tarzını bulur yani tamamıyla ender görülen bir tarzımız var. 80’li yılların sonunda noisecore yaparken İtalyan hardcore’una ve daha birçok şey içinde bulunduk. Yeni parçalar belki de bizleri en iyi anlatan sonuçlardır. Diğer gruplar benzeri şeyler yapıyorlar mı? Bilmiyorum çünkü asla bu tip şeyler fazla umurumda olmadı.
Tamamdır, röportaj için teşekkür ederim ve son sözü sana bırakıyorum…
Bizi desteklediğiniz ve yer verdiğiniz teşekkürler. Bizim sitelerimizi de kontrol edin:
www.myspace.com/cripplebastards
Bilgi/kontakt: gtb@cripple-bastards.com
Resmi ürünler noktası: www.scareyshop.com