Jeff Waters önderliğinde Annihilator değirmen misali geleni gideni öğütmeye devam ediyor. Randy Rampage, Mike Mangini, Ray Harttman, Coburn Pharr malum çarkın dişlileri arasıda ezilen isimlerden ilk aklıma gelenler. Alice in Hell ile kariyerine çok sağlam bir başlangıç yapan, Never Neverland ile başarısını perçinleyen grup daha sonrasından Refresh the Demons, Remains, All for You gibi rezalet albümlere imza attı. Sabit kadronun bir türlü korunamayışı ve Jeff Waters'ın kişisel gelgitleri bunda en büyük etken tabi!
2000'lerin hemen başında elde patlayan klasik kadroya dönüş sonrası kısa bir süre grup Overkill gitaristlerinden Jon Comeau'ya mikrofonu emanet etmiş, sonrasında grubun uzun süreden beri başına gelen en güzel şey olduğunu Dave Padden ile bay Waters'ın yolları kesişmişti. Nu metal etetkileşimleriyle bezeli All for You sonrası yayınlanan Metal isimli albümü (yaratıcı değil mi?) çoğunluğun aksine başarılı bulanlardanım. Üç yılı aşkın süreli bekleyiş sonrası bir zamanlar Kanada'nın gururu şimdilerin Jeff ve dadaşı tadında takılan Annihilator kendi adını taşıyan albüm ile geri döndü. Belli harf kotasını doldurmak adına giriş kısmını uzattığımı fark etmediniz umarım, zira mümkün mertebe albümle ilgili konuşmak istemiyorum. Grup kariyerinin tek kelime ile en kötü, en sıkıcı ve en rezil albümü ile karşımızda. Dinlemek ciddi bir zaman kaybı; kayıp zamandan öte gruba duyduğunuz tüm ulvi duyguları tek kalemde öldürebilir!
Earache basın bülteninde Jeff Waters'ın bu albümde tamı tamına 67 gitar solosu attığı söylenmekte... Böyle vasat, böyle eskinin tekrarı klişe sololar oldukça 67 değil 167 solo atsanız dönüp kimse bakmaz. Duyduğunuz yerde arkanıza bakmadan kaçın, illa Annihilator dinleyesiniz mi var ilk albümden şaşmayın. Açık ara senenin en kötü...