Matt Elliott ismini bugün LinkedIn'de müziksever bir arkadaşın tavsiyesi sayesinde duydum ve sanatçının bu Ocak ayının başında piyasaya sürdüğü "The Broken Man" isimli yeni albümünü bir çırpıda dinledim. Yetenekli Elliott'ı "The Pain That's Yet To Come" isimli parçası ile tanıma fırsatı buldum ve bu parçanın albümü dinledikten sonraki en sevdiğim parçası olduğuna da karar kıldım. Başlangıç için tavsiye edebilirim.
Hüzünlü akustik gitarın ağır bastığı, çoğunlukla üzgün olan bu albümde çeşitli enstrümanların kullanıldığı göze çarpıyor. Sanatçının ürettiği müzikte kesinlikle dinleyiciyi derinden etkileyen şeyler var. Hatta kimi yerde "helal olsun, duygularıma çok iyi tercüman oldun" dediğim oldu. Ama biliyorsunuz, bunu diyebilmeniz için ruh halinizin buna uygun olması gerekiyor. "The Broken Man" tam zamanında karşıma çıktı.
90'lı yılların ortalarından bu yana müzikle ilgilenen Bristol, İngiltere'li bu sanatçı hakkında değerlendirmelerimi sizlere sunarken daha önceleri piyasaya sürülmüş hiçbir Matt Elliott işini dikkate almadım ama incelemelerim doğrultusunda bu albümde olan bir çok özelliğin eski Matt Elliott albümünde tam olarak olmadığı bilgisine ulaştım. Bu sanatçıyı tek bir tarza mal edemiyorsunuz, daha önceden de değişik tarzlarda müzik yapmış biri kendisi.
Parçaları dinlerken sanatçının yer yer çıldırılı müziklere yer verdiğini fark edeceksiniz. Bu ruhu yakalamak her müzisyenin harcı değil. Derinden etkileyebilme sanatının inceliklerini kendisi iyi biliyor. Artık kendinizi bitmiş bir adam mı hissedersiniz, cenaze safında bekleyen biri olarak mı sanırsınız ya da kaybettiğiniz çok özel birinin bir daha gelmeyeceğini mi hayal edersiniz, o size kalmış. Şunu söyleyebilirim ki bu müzisyeni es geçmeyin!
PARÇA LİSTESİ
1. Oh How We Fell (11:49)
2. Please Please Please (2:34)
3. Dust Flesh And Bones (9:16)
4. How To Kill A Rose (1:59)
5. If Anyone Tells Me ''It's Better To Have Loved And Lost Than To Never Have Loved At Al'', I Will Stab Them The Face (13:23)
6. This Is For (3:51)
7. The Pain That's Yet To Come (3:41)