Yerli camianın en konuşulan, en tartışılan ve en eleştirilen albümü uzun bir hatim süresi sonrasında masamızda... Albümü parça pinçik etmeden önce dilerseniz şahsi Pentagram geçmişimden bahsedeyim. Yaş gereği Moda konserine ya da Bartu Toptaş'lı günlerine yetişemesem de grubu Ogün Sanlısoy ve Demir Demirkan'ın olduğu zamanları ile izledim. Ortaokul ve lise yıllarından idollerini ve en sevdiğin, en çok dinlediğin parçaları say derseniz şahsi cevaplarım idollerde Murat Net, Hakan Utangaç; şarkılarda ise "Rotten Dogs" ve grubun kendi ismi ile anılan ilk albümüdür. Grubun ikinci albümü "Trail Blazer" ı nasıl döne döne yurt çapında aradığım ve "Anatolia" yı nasıl dört gözle beklediğim, Maslak Ata Stüdyolarında "Bir" klip çekiminde kar altında köpeklerce kovalanmamız, bu camiada 90'lar sonrası talebe olan her metal dinleyicisinin bir şekilde borçlu olduğu hakkı ödenmez insan Cenk abi başta olmak üzere anlatılacak onlarca şey var. Dinleyici olarak kulaklarım asla Murat abiyi ve grubun onunla girdiği yolu kabul etmedi özellike 2000'li yılların ikinci çeyreğinden sonra grubun canlı performanslarını hiç beğenmedim. Buna rağmen duyulan romantik hisler nedeniyle grubun her yaptığı işi takip etmek boynumun borcu diyeyim.
10 yıl aranın ardından grup "MMXII" ile dönüyor. Gökalp Ergen ne yazık ki hakkında nötr olamadığım bir vokalist (idi), zira ne Climb benim müzikal zevkime hitap eden bir oluşum oldu ne de yıllar önce Non Serviam Party öncesi "Metalium'un altında çalmayız onların kasetleri Unkapanı'nda sepette satılıyor" gafını (ergen militan metalci mode on) unutamadım ne yazık ki... O dönemi hatırlayan hatırlar elbet; mektup yazmanın, demo yollamanın, mektuplaşmanın zirvede olduğu yıllarda Pentagram Powerstage fan clup ile hayranları ile iletişime geçmeye taaa 1988'de başlamıştı. 2012'ye geldiğimizde grubun hala düzgün çalışan web sitesi yok. İsmi cismi duyulmamış zilyon tane yerli yabancı grup albüm çıkışı öncesi envai çeşit stüdyo videosu, prodüktör röportajı ile nabız yükseltirken 10 yıldır ses vermeyen ve delice beklenen Pentagram Rapidshare ortamında "Wasteland" MP3 ü paylaşma ve resimlerden oluşan çok kısa teaser video paylaşmak ile yetindi ve bence önemli bir fırsat kaçırdı. Neyse uzun bir girişten sonra albüme geçelim isterseniz.
Albümün şık bir kapak görseli ve booklete sahip, yıllardır korunan Pentagram özeni ve detaycılığını görmek güzel. Albüm "Sand" ile açılıyor. Alışıldık ve özelliksiz son dönem Pentagram şarkılarından. Peşinden "Now and Nevermore" geliyor. Ney ve kanun takviyeli parçayı ilk dinlediğimde giriş melodisi rahatsız etse de birkaç defa parçayı dinledikten sonra bayıldım. Özellikle olumlu düşünceler beslemediğim Gökalp Ergen adeta parça boyunca döktürmekte. Peşinden ise klip şarkısı "Geçmişin Yükü" geliyor. Alternatif soslu şarkının sözleri başarılı da olsa ben çok fazla tutmadım. Ardından albüm tekrar hız kazanıyor. Leziz "Beyond Sanity" sonrası insanın aklına kazınan nakaratı ile "Doğmadan Önce" ile Pentagram nakarat yazabilen grupların neden her zaman kazandığını bir defa daha gösteriyor. Yakalan ivme ilk çıkış şarkısı "Wasteland" ile nispeten korunsa da çoğu zevkine güvendiğim arkadaşımın ikinci "Fly Forever" olarak gazladığı "It's Dawn Again" ne yazık ki beni yakalayamadı.
Kapanış üçlüsü olan "Disturbing Peace" ve "Apokalips" de albümde sınıfı geçenlerden. Ne yazık ki aynı şeyleri aradaki Türkçe parça "Uzakta" için söyleyemeyeceğim. Sözün özü gerek geçmişteki icraatlar gerekse de 10 yıllık sürenin ardından Pentagram cephesi beklentileri yükseltse de "MMXII" umutla hala gruptan thrash metal albümü ya da "Anatolia Pt 2" beklemeyenleri memnun edecek nitelikte. Yeni vokal Gökalp Ergen benim gibi kendisine direkt ön yargılı bir adamın kulaklarında yer ettiyse, Metin Türkcan soloları Disgrace sonrası ilk kez kulak doldurdu ise bence grup doğru yolda demektir. Umarım yeni albüm için 10 yıl daha beklemeyiz.