Fuck The Facts

Fuck The Facts

Rock Vault : Merhabalar, İstanbul’dan kucak dolusu selamlar. Nasılsınız?

TOPON DAS @ FUCK THE FACTS : Merhabalar! Kendim ve grubum adına her şey yolunda diyebilirim.

Şu sıralar Fuck The Facts ne ile uğraşıyor?

Şu sıralar birkaç hafta içinde başlayacak Amerika turnesinde hazırlanıyoruz. Turnede bizlere Psyopus, War From A Harlots Mouth & Left To Vanish eşlik edicek. Bunun yanında Eylül ayında Leng Tch’e ile ortak yayınlayacağımız split albümün kayıtlarını tamamlamak üzereyiz. Albüm Power It Up Records etiketi ile yayınlacak, MCD ve 7’’ formatında basılacak. Bateristimiz Vil mix işlemini de üstlenmiş durumda ve tüm gücümüzle turne başlamadan kayıtları tamamlamayı arzuluyoruz.

“Disgorge Mexico” ve daha önce yayınlanan yedi albüm arasındaki farkları bizlere özetler misin?

Bu gerçekten kocaman bir cevap gerektiren bir soru, yüzeysel olarak bakarsan sana kısaca grubun tarihçesini özetlemem gerekir. Kısaca cevaplamak gerekirse gruba 90’ların sonunda başladım; o zamanlar ana esin kaynağın underground punk / grind sahnesi idi. Tüm bu etkileşimleri noise ve daha deneysel türler ile bütünledim. çıkış noktamı bu etkileşimler kabul edebilirsin. Grup elemanları tamamlanmaya başladığı zaman işin deneysel kısmından ziyade grind kısmına yoğunlaştık, ilerleyen yıllarda death metal ve diğer metal türleri ile dirsek temasımız başladı. çıkan her albüm bir öncekinden devralınan doğal bir evrim süreci aslında. Kendimizi her zaman bir adım ileriye gitmeye ve daha iyileri yapmaya şartladık. Stüdyo aşamaları, prodüksiyon aşaması ve canlı performansların hepsi bu doğal evrimin süreci ve her aşamada geçmişimize gereken saygıyı göstererek ilerledik.

Inhumate, Jan AG, Godless Truth, Sylvester Staline, Narcosis, Mesrine gibi pek çok grup ile split albümler kaydettiniz. Bildiğimiz 30’un üzerinde split çalışmanız mevcut. Tüm bu çalışmalar içi nasıl zaman buldunuz? Bunun yanında bu grupların hepsi ile bir bağınız var mı?

Inhumate veya Godless Truth ile split çalışmalarımız olduğuna emin değilim, ama büyük olasılıkla oldu. Saydığın grupların pek çoğu ile direkt bağımız yok. Mesrine ve Leng Tch’e arkadaşlarımız; geçmişte gelen her öneriyi fazla düşünmeden kabul ediyorduk. Ama şu an daha seçici davranıyoruz ve eskisi kadar bol zamanımız yok. Yine de split albümler bizler için eğlenceli. Ama bu konuda belli kriterlerimiz var; yaptığımız işten %100 tatmin olmalıyız ve ortaya konan ürün bizim geçmiş işlerimizden daha iyi olmalı.

Klişe bir soru olacağının farkındayım, ama eminim cevabı duymak isteyen pek çok hayranınız var. Grup üyelerinin ana esin kaynağı kimler? Yakın dönemde sizi ve parça yazımınızı etkileyen bir grup var mı?

Gruptaki hemen herkes farklı tür ve gruplardan etkilenmiş durumda; dolayısıyla belli isimler vermem doğru olmaz. Hepimiz çok fazla müzik dinliyoruz ve iyi bulduğumuz her şey doğal olarak bizi etkiliyor. Kendi adıma konuşmak gerekirse Mr. Bungle, Brutal Truth, Edge Of Sanity, Nembrionic gibi tek tarza saplanmayıp cesurca yenilikler deneyen grupların hayranı oldum. Doğal gelişim sürecini başarıyla gerçekleştiren grupları heyecan ve ilham verici olarak görürüm.

Şarkı sözleriniz hayat, psikoz ve komedi üzerine odaklanmış durumda. Bu konuları kullanmanız özel bir sebebi var mı?

Solistimiz Mel şarkı sözü yazımının çoğunu üstleniyor. Ve bunlar onun yazmaktan keyif aldığı konular. Arada bende şarkı sözleri yazıyorum ve aynı konular üzerinden gidiyorum. İnsanlara belli fikirleri dikte etmeyi sevmiyoruz. Konuları her zaman ilgi çekici ve hayatın içinden seçmeyi seviyoruz.

Unutamadığınız bir konser anınızı anlatır mısınız? Sizi izlemeye gelen hayranlar için düşünceleriniz nedir?

İnsanların bizi izlemeye, desteklemeye gelmesi harika bir duygu. Kuzey Amerika’yı turlayıp insanlara ulaşabiliyoruz, bizi görmeye can atan insanlar var; bu açıdan çok şanslıyız. Unutamadığım çok sayıda konser var. Maryland Deathfest bunlardan biri, çaldığımız en kalabalık kitle oradaydı. Bunun yanında Sydney, Nova Scotia’daki konser çılgıncaydı; yaralanacağımızı ya da tesisata zarar geleceğini düşünmüştük. Oradaki herkes kendinden geçmişti.

Fuck The Facts sahnesini nasıl tarif edersin? Kendinizi provalarda mı, stüdyolarda mı yoksa sahnede mi daha rahat hissediyorsunuz? Parça listesini neye göre belirliyorsunuz? Eski parçaları çalmak sıkıcı geliyor mu?

Hem stüdyo aşaması hem de canlı şovlar bizim için son derece önemli ve her ikisinde de en iyiyi vermek adına sürekli çalışıyoruz. Bunun yanında en rahat olduğumuz yeri sorarsan prova stüdyoları derim; (senede 10 ay turlayamayacağımızı hesaba katarsak) en fazla vakit geçirdiğimiz yer orası çünkü. Canlı çalmak heyecan verici ve grubu kurmamızın esas amacı; bunun yanında stüdyoda o günlerce emek verdiğin notaların bir araya gelişi izleme şansına sahip olduğun için çok önemli.

Parça listesini belirlemek ise günden güne zorlaşıyor; şu günlerde turne öncesi bu konuda fazlasıyla kafa patlatıyoruz. Son iki çalışmamızdan son derece memnunuz, ve parça listesinden ağırlığı son iki albüme vermek istiyoruz. Bunun yanında eskilerden de çalmayı keyif aldığımız onlarca parça var ama ortalama 25 – 30 dakika sahnede kaldığımız düşünülürse pek çok parça liste dışı kalıyor. Bunun yanında eskilerden çalmaktan vazgeçemediğimiz, bizle özdeşleşen çalışmalar mevcut Backstabber Etiquette albümünden ‘The Burning Side’ gibi…

Underground camia ile ilişkileriniz nasıl? Fuck The Facts’i aktif olarak o camiaya ait görüyor musunuz?

Fuck The Facts’in yaptığı her çalışma içinde aktif olarak 10 yıldır bulunmaktayım. Bunun yanında zamanında Do It Yourself tadında bir firmam ve distrom vardı, fakat şu sıralar on yıl önceki kadar boş zamana sahip değilim; CD alım satım işlerine ayıracak fazla zamanım yok. Cehennem buzlarla kaplanana kadar Fuck The Facts underground camianın parçası olarak kalacaktır, ve yakın zamanda durmak gibi bir planımız yok.

Bence Relapse sizler için olabilecek en iyi seçim. Bize firmanızı biraz anlatır mısınız? Size sunduğu şartlardan ve promosyon çalışmalarından memnun musunuz?

Relapse ile 2006 yılında Stigmata High-Five albümünün kayıtları sırasında anlaşma yaptık. Bu harika bir olaydı, çünkü Relapse benim favori firmam ve şimdiye dek harika albümler yayınladırlar. Firmamızın çeşitliliğini seviyoruz ve daha iyi tarafı çalışanların hepsi ekstrem müzik dinleyicisi. Dinledikleri grup adına çalışmaktan hoşlanan insanlar. Disgorge Mexico Relapse etiketi ile yayınlanacak ikinci albümümüz, bunun yanında firmamız Stigmata High-Five ın özel baskısını yayınlayacak. Relapse ile çalışmaktan son derece memnunuz ve umarım uzun yıllar onlarla çalışmaya devam ederiz.

Turneye çıkmak istediğiniz gruplar kimler? Rüya turne kadronuzu bizimle paylaşır mısınız?

Mr. Bungle ile tura çıkmak şahane oludu ama ne yazık ki grup artık aktif değil. Şu an faal gruplardan bir liste yapmak gerekirse şahsi seçimlerim Secret Chiefs 3, Brutal Truth, Cephalic Carnage, Pile Driver (Norveç) ile turlamak şahane oludu. Emin ol her gece bıkmadan bu grupları izleyebilirim.

Şu sıralar neler okuduğunu, dinlediğini ve izlediğini bizlerle paylaşır mısın?

Şu sıralar yeni Unearthly Trance albümü Electrocution ı dinliyorum, son izlediğim film ise Noriko’nun Dinner Table ı, ne okuduğum konusunda tam emin olamasam da Blade Runner olması olası; bence kitap filmden çok daha başarılı.

Şu sıralar web siteniz kapalı. Yakın zamanda yeni bir web sayfası ile karşımıza çıkacak mısınız?

Evet, en kısa zamanda siteyi güncellememiz gerekiyor. Bu konu uzun zamandır yapılacaklar listemde; fakat bilgisayar ile aram çok iyi olmadığı için biraz daha beklemeniz gerekiyor.

Parça yazımına dair konuşmak gerekirse; ölümcül bir riff yazmak için gerekli ruh halini mi bekliyorsunuz; ya da her şey provada ya da günün herhangi bir saatinde kendiliğinden mi geliyor?

Her şey kendince bir süreç halinde gelişiyor; gün içinde özel bir zaman veremesem de çoğu zaman sabah erken saatlerde parça yazmaya başlıyorum; erken saatlerde beynim daha rahat ve daha uyarılmış bir halde oluyor. Bunun yanında provalarda beraber çalarken de değişik fikirler ortaya çıkabiliyor. Toplamak gerekirse parça yazımı için özel bir zaman beklemiyoruz; evde ya da prova odasında farklı fikirler ortaya çıkabiliyor.

1999 yılında ki Fuck The Facts ile 2008 yılındaki Fuck The Facts’i kıyaslamanı istesem?

Wow, kazık bir soru daha! Albümleri dinlerseniz farkı görürsünüz. 2001 yılına kadar benim şahsi projem halinde geçen oluşuma daha sonra yeni elemanlar dahil oldu. Geçen her geçen gün daha iyi olduğumuza inanıyorum; çünkü her zaman daha iyiyi yapmayı amaçladık ve son derece güçlü bir çalışma etiğine sahibiz. Gruba başladığım zamanlar ne yapacağıma dair bir fikrim yoktu; ama geçen yıllarda kendimi çok geliştirdiğime inanıyorum ve bu süreçte pek çok yetenekli insan bana yardımcı oldu.

Şu sıralar ekstrem müzik piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Bize tavsiye edeceğiniz yeni isimler var mı?

Genel anlamda günümüz ekstrem müzik sahnesinin takipçisi olduğum söylenemez. Yaşlanmamın yanında, şu an piyasayı saran teknik müzik çılgınlığı da türü takip etmiyor oluşumun en büyük sebebi. Yeni gruplara bakınca hepsinin tınısı birbirine benziyor ve özellikle üstünde fazlasıyla oynanmış kayıtlar son derece gülünç bence. 90’lı yılların ortasındaki death metal ve grindcore sahnesi bana çok daha anlamlı geliyor. Bunun yanında takip ettiğim yeni gruplar yok değil; örneğin Unearthly Trance kendine özgü müziğini bulmuş iyi bir grup. Gadget ve Intronaut keyifle dinlediğim diğer iki isim. Yakın zamanda dağılmış Cursed’ü de keyifle dinliyorum.

Uzun yıllardır yeraltı sahnesinin içindesiniz ve eminim pek çok komik hikayeniz vardır.

Tabii ki anlatacak tonla hikaye var ama ne yazık ki boktan bir hafızaya sahibim ve çok azını anımsıyorum. Dergiler genelde yalan yanlış şeyler yazar ve hemen hepsini bizim ağzımızdan çıkmış gibi gösterir, sanırım ismimiz bu konuda bize büyük handikap teşkil ediyor. Bunun yanında emin ol muhatap olduğum 10 organizatörden 9’u ne yaptığını bilmiyor bile. Şu an organizatörlerin çoğu genç insanlar ve çıkış noktalarını bizim gibi gruplar seçmeleri hatalı. Pek çok organizasyonda organizatörün saatleri tam ayarlamaması yüzünden sorun yaşıyoruz; ne yazık ki bu yaşamak zorunda olduğumuz sorun..

Yeraltı sahnesinin sıkı destekçisisiniz; dosya ve müzik paylaşımı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu müzik dünyasının yapısal bir sorunu ve her grup bu sorunla yaşamak zorunda. Durumu değiştiremeyeceğimiz için sızlanmanın da manası yok. Sonuç olarak büyümekte olan her türlü oluşumu kendi lehine kullanmayı öğrenmek zorundasın. Bende müzik indiriyorum ve beğendiğim eseri gidip satın alıyorum. çocukken ve death metal cd’lerini toplarken bu şansa sahip değildik, her ürünü satın almak zorundaydık. Ama yapacak bir şey yok! çocuklar albümlerimizi indiriyor ve durum bu. Beğenenlerin en azından bir albümümüzü veya ticari bir ürünümüzü satın almasını umuyoruz.

Gelecek planlarınız ve korkularınız nedir?

Müzik yapmak, turlamak ve yeni albümler yayınlamak istiyorum. Büyük olmak umurumda değil. Hala müzik yapabildiğimiz ve bu seviyeye gelebildiğimiz için şanslıyız bence. Umut ediyorum ki ölene dek yeni şeyler üretme tutkum devam eder. Korkulara gelirsek elimi ya da parmaklarımı bir kazada kaybetme fikri en büyük korkumdur.

Cevaplarınız için teşekkür ederiz; Rock Vault okuyucularına ve sizi örnek alan gruplara tavsiyeniz nedir?

Büyüme hayaliyle müzik yapıyorsanız hayal kırıklığına uğramanız olası; onun için yol yakınken müziği bırakın ve gerçek bir iş edinin. Turlamak, kayıt ve kaset yapmak istiyorsanız bu işi kendiniz yapmaya alışın. İnsanların size destek vermesini beklemeyin. İşi ya kendiniz yapın (Do It Yourself) ya da ölün! Röportaj için çok teşekkürler.

Özgür Özçınar

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.