Iron Thrones

Iron Thrones

BARAN @ Rock Vault : Rock Vault'tan selamlar. Ben Baran. İlk olarak hayat nasıl gidiyor Steve?

STEVE @ IRON THRONES: 9'dan 5'e tam zamanlı çalıştığım işimde masa başında yazmaktansa (bisiklet paçaları dağıtım merkezinde çalışıyorum) sana ve sorularına turnede cevap vermek isterdim. Fakat herşeye rağmen birkaç şov için tarihler ayarlandı, gurur duyacağımız bir albümümüz var ve yeni parçalar yazmaya başladık. Hayat göründüğü kadar kötü değil!

PETE @ IRON THRONES: En azında işinde tüm gün oturuyorsun dostum!

Hayranlar ve yeraltı basını debut albümünüz Visions of Light'a ne tepkiler verdi. Çıkış albümünüz ile ilgili pek çok olumlu kritik okudum.

STEVE: Gerçekten tüm bu olumlu tepkiler karşısında şaşkınız. Kritiklerinde acımasızlığı ile tanınan web siteleri bile söyleyecek olumsuz bir şey bulamadıklarını dile getiriyorlar. Bunun yanında yaptığımn işi doğası gereği müziğimiz beğenmeyenlerde olmak zorunda. Ama genel itibariyle insanlar müziğimizi seviyor ve bence bu iyi bir his.

PETE: Bu konuda Steve'e katılıyorum. Dünyada müziğimizden keyif alan insanlar olduğunu bilmek güzel bir his.

Albüm sonrası plak firmaları sizinle bağlantıya geçti mi?

STEVE: Küçük ve bağımsız firmalar bize ilgi gösterdi. Geçtiğimiz günlerde Tribunal Records ile albümün tekrar yayınlanması konusunda anlaşmaya vardık. Bu denyesel bir anlaşma, ilk aşama başarılı bir sonuç verirse iki taraf da gelecekte güç birliği için görüşmeye devam edecek.

Albümün prodüksiyonunu kim üstlendi? Bağımsız bir albüm olmasına rağmen harika tınlıyor.

STEVE: Teşekkürler!  Prodüksiyon aşamasını ben hallettim. Elimde kaydı başarıyla halletedecek bir kaç alet vardı, ve daha öncesinde de yerel grupların demo ve albümlerini kaydetmiştim. Albümün boktan tınlamasını istemiyorduk ama stüdyoya girmek küçük bir servet tutacaktı. Sonunda işi kendimiz halletmeye karar verdik ama kayıt işleri tüm senemizi aldı; gerçek bir stüdyo kaydının masrafı ile kıyaslarsan neredeyse bedavaya geldi ve daha da önemlsi kadro değişimine rağmen yaratıcı olarak son derece özgür olmamızdı. Firma baskısı, kayıt takvimi ve benzeri baskı unsurları üzerimizde yoktu.

Black Dahlia Murder ile turlayacağınız duydum. Bu tur hakkında heyecanlı mısınız?

STEVE: Ne kastettiğini bilmiyorum. Ama bildiğim böyle bir turne yok! (ama tüm kalbim ile olmasını diliyorum)

PETE: Nasıl yani bir sonraki turumuz Metallica ile değil miydi?

Grubun tarihçesini kısaca özetler misin?STEVE: Yeni grup fikri 2005 yılında o zaman bulunduğum topluluğun dağılması ile kafamda belirdi. Eski grubumun dağılması sinir bozucu bir durumdu ve tüm o öfke Everst adında vücut buldu. Dört parçalık bir E.P. kaydettik ve ülke çapında konserler verdik, bolca eğlendik ve bira tükettik. İş ilk albümü çıkartmaya gelince daha ciddi ve tam zamanlı kendini müziğe adayacak bir grupta olmak istediğimi anladım. Gruptaki diğer elemanların hedefleri ve vizyonları benden farklı idi ve sıra sıra baterist, bassist ve vokalist grubu terk ettiler. Ayrılan elemanlar yerine kısa zamanda baterist Pete ve basist Curt'ü buldum. Pete kısa zamanda elindeki prova CD'sini annnesinin salonunda çalarak tüm şarkıları öğrendi! Zor bir durum olduğunu kabul ediyorum, ama o son derece iyi bir baterist idi; kısa zamanda parçaları öğrenmenin yanında parçalara kendinden peye birşey kattı. Vokal kayıtlarına sıra geldiği an şu anki vokalistimi Adam Clemans'ı bulduk. Albüm kaydı tamamlanıp yayınlandıktan sonra ritm gitar poziyonuna Adam'ı bulduk. Şans yanımızda idi anlayacağın. Umarım bu kadro sabit ve devamlı olur!PETE: Evet, babamın köpürdüğünü hatırlıorum. Oturma odasındaki müzik sistemi blues gibi kolay dinlenen müziklere uygundu, o kadar çok metal çalınca kolonları patlatmıştım.

Nehemiah ve Everest elemanları ile hala görüşüyor musunuz?

STEVE: Pek çok açıdan evet. Everest bateristi ile o gruptan ayrıldığından beri konuşmadık.  Nehemiah’ın öteki gitaristi ile kısa filmlere müzik yapıyoruz ve diğer Nehemiah elemanları ile Frontier isimli bir grup kurduk ve konser veriyoruz.

PETE: Eski Nehemiah bateristi bana zil hediye etmişti.

Müzikal etkileşimleriniz hakkında konuşalım birazda. Pek çok insan isin müziğinizi Opeth ile kıyaslıyor. Öyle ki Pasif Agresif isimli siteden arkadaşım Ahmet Visions of Light kritiğinde ,

*Keşke Opeth Watershed yerine bu albümü yayınlasa idi"
dedi. Bu kıyaslama hakkında siz ne düşünüyorsunuz.

STEVE: Ah evet, Opeth kıyaslaması! İçinde Opeth ismi en az iki kez zikredilmeyen hiçbir kritik okumadım ve neden olduğunu anlayabiliyorum. Onlar benim favori gruplarımdan ve albümün beste aşamasında epeyce Opeth dinledim. Bunun yanında yazım aşaması öncesi müzik zevkimi biraz daha zenginleştirmek isterdim. Dürüst olmak gerekirse parça yazımı sırasında Mikael ve benim aynı metodları kullandığımızı düşünüyorum. İşe bir riffi alıp kopyalamaktan çk daha derin bakıyorum. Sıradan anlarına rağmen Watershed'den hoşlanmıştım. Bir metal forumunda Mikael Akerfeldt benim gerizekalı olduğumu söyledi, şaka olduğunu söylemek isterdim ama gerçekten söyledi!Bence albüm yayınlamanın en iyi yanı yeni gruplar keşfetmek. Son bir yıl içinde hayranlarımız bize çok fazla grup önerdi. Geçtiğimiz yıl çok fazla albüm satın aldım ve indirdim. Bir daha ki çalışmada bu yeni grupların yansımalarını müziğimizde göreceksiniz.

PETE: İlk aşamada bu Opeth kıyası bana çok çılgınca geliyordu. Albümün davullarını yazarken bir tane bile Opeth parçası dinlemedim! Bana göre Iron Thrones tamamen yeni şeyler çalıyor. Tüm bu kıyas saçmalıklarından sonra Steve'den Blackwater Park albümünü edinip dinledim ve onların kıyaslanmak adına kötü bir alternatif olmadıklarına karar verdim.

Kayıt öncesi kafanızdakilerin ne kadarını albümde gerçekleştirdiğinizi düşünüyorsunuz?

STEVE: Kayıt sırasında bu albümü asla tamamlayıp yayınlayamayacağımızı düşündüm. Herşey normal rutininde işlese de grup elemanlarının gidişini izlemek kalp kırıcı idi. Kimsenin sizi dinlemeyeceğini ve umursamayacağını düşündüğünüz zaman daha özgür oluyorsunuz ve ortaya daha keyifli bir dinleti çıkıyor. Albümün müzik ve atmosfer açısından çok yoğun olduğunu düşünüyorum.

PETE: Albüm kaydından önce Iron Thrones'dan tamamen farklı tarzda bir grupta yer alıyordum. Tüm düşüncelerim ve eforum Steve'in kafasındakileri hayata geçirmek oldu.

Herkesin günlük hayat sorunlarından sıyrılmak adına dinlediği bir albüm vardır. Sizinki hangisi?


STEVE:
Thrice’ın Vheissu albümü benim için bu tanıma uyuyor. Neredeyse mükemmel bir albüm, eklenecek ve çıkartılacak hiç bir şey yok. Keyif verici bir dinleti!

PETE: Bu soruları her zaman fazlası ile rekabetçi buluyorum. Dışarıda o kadar çok grup ve albüm var ki içlerinden bir tane seçmek son derece zor.

Boş zamanlarınızda müzik dışında neler yapıyorsunuz?

STEVE: Boş zamanlarını bir arada geçirmekte hoşlanan sıradan herifleriz. Bildiğim kadarıyla Kurt ve Pete delice X-Box oynuyor! Hepimiz okumaktan keyif alıyoruz. Pete korku filmleri ile de fazlası ile içli dışlı. Hepimizin buluştuğu ortak payda müzik dinlemek ve bira içmek.

PETE: Korku filmleri ile fazlası ile ilgiliyim!

İnternetten müzik indirme ve paylaşım hakkında düşüncelerin nedir? İlk albümünü internetten ücretsiz paylaşan grubun bu soruya cevaplarını merak ettim.

STEVE: Oh adamım, bu konuda saatlerce konuşabilirim ama bu kez kısa keseceğim! Müzisyen olarak yarattığın eseri herkes ile paylaşmak istiyorsunuz. Boktan günlük işlerimizden istifa etmek ve kendimizi %100 müziğe adamak hepimizin isteği. Müzik ana amaç ise para kazanmak ikincil planda olmalı. İnsanlarla müziğimiz paylaşma istiyorduk ve bu nedenle albümümüzü bedava dağıttık. Etrafta milyonlarca, ciddi ciddi milyonlarca grup var, ve hepsi öyle yada böyle insanların dikkatini çekme amacında. Bu milyonlarca grubun ilk albümlerini, onlar hakkında birşey bilmeyen insanlara $10 olarak sunması pek akıl karı gelmiyor bana.

Pek çok insan müziğin bedava olması gerektiğini dillendiriyor. Bence bu konuda esas suçlu plak firmaları. Pek çok grubun başarısız işlerini (kayıt, prodüksiyon, sunum vb. açıdan) fahiş fiyatlar ile yıllarca insanlara sundular. Ve artık insanlar "bu boka neden bu kadar ödeyeyim ki" diyor.  İşe iş gözü ile bakınca albümümüzü bedava dinleyen insanları fiziki kopyaya para vermeyi tercih etmemesi üzücü ama sanatçı gözü ile bakınca ulaşabildiğin kadar insana ulaşıp onlardan olumlu geri dönüşler almak harika. Yeni materyalleri insanlar daha farklı daha interaktif şekilde sunmak adına planlarımız var. Müziği eğlenceli ve sanatsal bir aktivite olarak görüyoruz!

PETE: Birilerinin bizim sanatımıza bedava ulaşması bana keyif veriyor. Zira herkes bir albüm alacak kadar zengin değil.

Sırada klasik Rock Vault sorusu. Bana unutmadığın bir içki anını anlatır mısın?

STEVE: Bence en favori anım ilk kez sert ve yüksel alkollü içki içmemdi. Eski grubum Everest ile After the Burial turnedeydik. Yolda Iowa'da bir şise Jim Beam ve kola aldım, fakat ne yazık ki kimse bana doğru karışımda ölçünün ne olacağını anlatmamıştı. 2/3 ölçü Jim Beam ile 1/3 ölçü kolayı karıştırmak suretiyle şisenin yarısını yarım saatte içtim! İyi bir fikir değildi zira gündüz birkaç hautnla bolca bira içmiştim. Grup elemanları sahnede ekipmanları kurarken ben kenarda baygın vaziyette idim, sahneye
çıkarlarken benim boynuma gitarı takıp sahneye attılar. Konser bitiminde grup arkadaşlarım çok iyi çaldığımı söylediler ama ben hiç birşey hatırlamıyordum. Konser sonrası ertesi karavanda ölmeyi dileyerek uykuya daldım. Tek kelime ile müthişti.

PETE: Tanrım, o kadar çoklar ki. Hayranı olduğum bütün müzisyenler ile sarhoşken tanıştım.

Ülkem Türkiye'de daha önce bulundunuz mu? Birgün sizleri burada, sahnede görmeyi çok isteriz.

STEVE : Ne yazık ki daha önce Türkiye'ye gelmedim, ama orada çalmaktan büyük keyif duyarız buna eminim. Okyanusun öbür kıyısındakiler buradakilere kıyasla müziğimiz ile daha çok ilgili.

PETE:
Umarım birgün orada çalarız.

Röportaj ve bize zaman ayırdığın için tekrar teşekkürler. Son olarak Rock Vault okurlarına neler söylemek istersiniz?

STEVE: Müziğimize şans veren herkese tekrar teşekkür ederiz!

PETE:
Bizimle takıldığınız için teşekkürler.

Baran Şahin

Leave a reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.