Rock Vault : Selam, şu günlerde nelerle uğraşıyorsun. Hayat nasıl?
SELİM VARIŞLI: Klasik koşturmacaların arasında yeni bir ep kaydettim. İki ya da üç parça olacak içinde. Ocak ya da şubat gibi yayınlamayı düşünüyorum.
Frozen Scars'ı kurmak ve müzik yapmaktaki motivasyonun neler? Grubun hikayesi nasıl başladı?
Özellikle "ben de Black Metal yapmalıyım" diye bir gazla başlamadım. Epeydir kafamdaki şeyleri hayata geçirmeyi planlıyordum ve bir ucundan başlamak gerekiyordu, başladım. önceleri evde deneme kayıtları yapıyordum, müziğin yeterince olgun hale gelmesini bekliyordum. Yapılmış ve yayınlanmamış bir sürü kayıt duruyor evde. Sonra bir gün oturdum ve hazır olan parçalarımı kaydettim. Bunları bir CD'ye basıp ortaya sürdüm ve Frozen Scars böylece başlamış oldu. ılk iki demo "Frozen" adı altında çıktı ama Avrupa'da başka Frozen'lar da olduğunu öğrenince ismi Frozen Scars olarak değiştirdim.
Frozen Scars’ı sadece manevi tatmin olarak mı düşünüyorsun yoksa grupta full time çalacak eleman arayışlarına başladın mı ?
Eleman arayışı içerisindeyim aslında adam gibi bir gitarist arıyorum ama görünüşe göre bulmam mümkün değil. Ama gitarist olmayışı devam etmem için engel değil. Olmazsa sorun değil Frozen Scars’ı yine tek başıma devam ettiririm. Gruba girecek müzisyenin enstruman hakimiyetinin yanında kimyası da tutmalı seninle. Bence önemli olan bu. Evet adam olmadıktan sonra olmaz, zaten o nedenle gitarist bulamıyorum
Ankara piyasası hakkında pek bir bilgim yok, ama Ankara için senelerdir müzisyen yatağı diyorlar?
Ankara belki de müzisyen yatağıdır. Ne de olsa Dr.Skull buradan çıktı. Gerçekten çok iyi çalan adamlar var. Ama iyi çalan "adam" ların bir kısmının kendilerine ait grupları var, bir kısmı da bana uymuyor. Bunun yanında Frozen Scars için çalan bir gitarist arkadaşım vardı. Grup elemanı olarak değil de kayıtta yardımcı oluyordu sadece. Ama onunla da sonradan ortaya çıkan tutarsız davranışları nedeniyle çalışmıyorum artık.
Ben de onu soracaktım zaten Frozen solo proje olarak mı başladı diye? Yani "denedik olmadı" durumu olduğunu düşündürdü hep grup bana
Yok hayır solo proje olarak başladım. ılk kayıtları hep tek başıma yaptım. “The Seth With War” E.P' sinde az önce sözünü ettiğim eleman bazı bölümleri çaldı. Ancient Slaves'in ilk kaydında da çalmıştı ama sonradan albümü tek başıma yeniden kaydettim.
Frozen prOjesini ilk duyunca şasırdım. Aslında ben senden bir old-scholl thrash-death grubu beklerdim, black metalle aranın iyi olduğunu bilmeme rağmen şasırdım. Merak ettiğim bunu söyleyen tek insan ben miyim?
Hayır değilsin. Black Metal, benim için icra etmesi en zevkli müzik. Ayrıca tek başına olmak, Black Metal için bir avantaj (tüm kararları ben veriyorum) belki ama Thrash ya da Death Metal çalmak için bir kaç kişi olmak gerekiyor bence. Ayrıca ben Frozen Scars'ı ille de Black Metal çalacağım diye kurmadım. Yarın adam gibi bir Thrashçi gitarist çıkıp "gel ulan Thrash yapalım" dese Thrash de yaparım Frozen Scars adı altında. Tarz konusunu akışına bıraktım kısacası.
Bir anlamda bu seni ve Frozen Scars'ı etkilenim kaynakları arasında saydığın Nargaroth ile özdeşleştiriyor bence.
Nargaroth mevzusuna girersek iş uzar. Ama madem adı geçti. İki cümle konuşayım. Müzik olarak Nargaroth'u çok beğeniyorum. Tam aradığım tarzda amele Black Metal çalıyor adam. Lakin parçalarına "The Day of Burzum Killed Mayhem" falan gibi abuk isimler verip olayı sansasyona dökmeye çalışması da komik geliyor bana. Zira işin içine sansasyon girince olay benim gözümde yapaylaşıyor. Nitekim "Prosatanica Shooting Angels" gibi bir albüm yapıp gözümden düştü Nargaroth. Ama eskileri çok iyiydi, Black Metal Ist Krieg o tarz için süper bir parça bence. Coverlarken de çok keyif aldım.
Zaten işi bu sansasyona dökmek ve şovun müziğin önüne geçmesi bahane tutularak genelde heavy ve thrash camiası tarafından bu ülkede black metal hor görülüyor. Bu durma ne diyeceksin?
İşi sansasyona döken Black Metal topluluklarından ben de hoşlanmıyorum. ımaj yapacaksan manken ol kardeşim, ne işin var Black Metal'le! Evet memleketteki thrash, death, heavy dinleyen bir çok insan bu nedenle hor görüyor ve bence de haklılar. Tamam Black Metal çok mutlu bir müzik değil, ortaya çıkışı itibariyle karanlık bir müzik. Ama karanlık müzik yapmakla sansasyonel imaj çizmek çok farklı şeyler. Ben sırf bu nedenle fotoğraf kullanmıyorum hiç. Ne web sitemde ne de yayınladığım ürünlerde fotoğraflarım yok. Tabii "kimse fotoğraf kullanmasın" anlamına gelmez bu ama ben imaj olayını mümkün olduğunca en aza indirgeyip sadece müzik ortaya koymaya çalışıyorum. Eğer bir imaj yapılacaksa albüm bookletinde sağlam bir sanat çalışması ortaya konabilir. Bence böylesi çok daha iyi.
Kesinlikle, zaten Frozen Scars'ın bir diğer başarılı yönüde kapak çalışmaları. Black metal karanlık ve soğuk müzik demiştin. Grubunda insanın kanını donduran bir soundu var
Teşekkür ederim. Bence albüm kapağı, albümün içerisindeki müzikle birebir uyumlu olmalı. Bu nedenle kapak konusuna çok özen gösteriyorum. Albümün kapağından çok memnunum, genelde beğenildi.
Peki Frozen Scars eserlerine tepkiler nasıl? beklediğin ilgiyi buldu mu çalışmalar?
İlk demoyu yayınladığım zamanlarda çok fazla kişiye ulaşamamıştım. Zaten çok limitli sayıda basılmıştı kayıtlar. Dolayısıyla doğru dürüst yorumlar gelmemişti hiç bana. Ama demonun tamamını nette yayınladığım zaman gerçekten güzel yorumlar aldım. O zamandan beri yayınladığım her kaydı karşılıksız olarak internete de veriyorum ve bu şekilde geniş bir dinleyici kitlesine ulaşıyor müzik. Bunu söylemek ukalalık gibi olacak belki ama şu an başlangıçta düşündüğümden çok daha fazla ilgi var.
Bana kalırsa bir grubun verdiği en güzel eserler herhangi bir kısıtlama ve beklenti olmaksızın yayınladığı işler ki, plak firmaları ile anlaşılınca genelde bu büyü bozuluyor. Senin Frozen Scars ile hedeflerin neler?
Ben başlangıçtan beri şu mantıkla hareket ettim. Bu işle adam gibi uğraşan ve işini ciddiye alan bir firmaya denk gelirsem ne ala, albümü bassınlar, bütün geliri onlara kalsın, para istemiyorum. Sadece basılan albümden bir kaç kopya isterim, hepsi bu. Yeter ki işlerini adam gibi yapsınlar. Ama açıkçası özellikle firmalara ulaşmak için girişimlerde bulunmuyorum, olmazsa da olmasın yani sorun değil. şu ana kadar nasıl geldiysem, o şekilde devam ederim. Frozen Scars için tek hedefim kayıtlar yapıp bunları insanlara ulaştırmak. "çok büyük bir isim olayım, Nükleer Blast ile anlaşayım, binlerce albüm satayım, herkes beni konuşsun" gibi hedeflerim yok. Tek derdim, yaptığım müziği Black Metal dinleyen ve ilgilenen insanlara ulaştırmak.
Peki ilerde bir Frozen Scars konseri görebilecek miyiz? Planların dahilinde bu var mı?
Kadro için uygun adamları bulabilirsem neden olmasın.
Frozen Scars'ın lirikal konseptini neler oluşturuyor? Eski Mısır kültüründen etkilendiğini okumuştum. Ve uzun zamandır süregelen bir tartışma da senin görüşün ne tarafta olacak? Sence bir metal müzisyeni liriklerde toplumsal konulara mı yer vermeli bireysel konulara mı?
Başlarda savaş karşıtı sözler yazıyordum, halen de yazıyorum ama eskisi kadar çok değil. Sanırım artık daha çok "kendime" yöneldim. Black Metal için savaş karşıtı sözler çok alışılageldik bir durum değil ama yasak olduğunu da sanmıyorum. Bir metal müzisyeninin liriklerinde yer vereceği konularla ilgili tartışmalar bana biraz anlamsız geliyor. Nedeni basit; bu müziği yapan ben olduğuma göre, liriklerin ne konuda olacağına da ben karar veririm, başka birine "ne konuda lirik yazayım diye sormam". Lirikleri yazan Mille Petrozza ise, neye dair olacağına o karar verir, isterse eski sevgilisine yazar, isterse Bush'a yazar, bu noktada dinleyici için şu durum geçerli bence: "beğenmiyorsan dinlemezsin". Kendi adıma müziğe liriklerden daha çok önem veriyorum, hem yazarken, hem de dinlerken. Bence lirikler üzerine tartışılması gereken esas konu, yazılacak olanlar değil, yazılmış olanlardır. Yani var olan bir şarkının lirikleri üzerinde günlerce tartışabilirsiniz, ama "neden bu konuda yazmış"ı değil "ne anlatmak istemiş"i tartışmak lazım bence.
Şimdi birazda klasikleşmiş sorulara girelim (nasıl kuruldunuz değil merak etme) "Hayatımı kaydırdı!" diyeceğin on albümü saymanı istesem?
Slayer - Reign In Blood
Death - The Sound Of Perseverance
Death - Symbolic
Destruction - Release From Agony
Destruction - The Antichrist
Vio-lence - Eternal Nightmare
Whiplash - Insult To Injury
Obituary - Cause Of Death
Metallica - Master Of Puppets
Black Sabbath - Dehumanizer
Aslında liste biraz iptidai oldu. Bir kaç saat bunun için uğraşsam daha farklı bir liste ortaya çıkardı ama bu saydığım on albümün kesinlikle hayatımı değiştirdiğini söyleyebilirim. Marduk'un Panzer Division albümü ve Darkthrone'un Panzerfaust'u da kilometre taşıdır benim için mesela.
Peki... Unutamadığın bir içki anını sorsam (çok varmış gibime geliyor!).
Her biri ayrı bir anı benim için. Bu arada ben öyle sürekli içen bir adam değilim aslında Ama denk gelirsem iyi içerim. Sodom'dan Angelripper ile karşılıklı bira içip Abet Bitte Mit Shanne söylemiştik. O özel bir anıdır benim için.
Piyasadaki webzine artışına ne diyeceksin?
İçeriği sağlam olan her şey artı puandır. Yani "çok fazla webzine var yaa" diye düşünmedim hiç, içi dolu olduktan sonra sayı çok da önemli değil. Ama bir ortamda içerik olarak yetersiz ya da bilgi dağarcığı eksik webzineler varsa, 100 tane de olsalar bir işe yaramaz diye düşünüyorum. Webzine cool bir olay. Benim gibi geveze adamlara denk gelip sayfalarca röportaj yaparsan bunu basılı dergiye sığdırman zor olur Ama webzine olunca röportaj 30 sayfa da olsa fark etmez, rahatça yayınlayabilirsin.
Dağınık gidiyorum belki ama ikimiz içinde Obituary özel bir grup. Peki Obituary'nin dönüş albümü için ne diyeceksin? Ben ilk dinleyişte çok beğensem de her dinleyişte daha yavan gelmeye başladı bana ?
Obituary benim için çok özel bir topluluk. O nedenle onların bir ürününü beğenmeme ihtimalim az. Evet son albümlerinin eskileri arattığını düşünüyorum bende ama bu neyi değiştirir ki? Onlar Obituary! Eski albümleri olmasaydı da “Frozen In Time” yeni çıkan bir grubun ilk albümü olsaydı, gelen eleştiriler çok farklı olurdu diye düşünüyorum. Eskilerle kıyaslandığı için yeterince iyi değil diye düşünülüyor bence.
Peki yerli gruplar içinde takdir ettiklerin kimler?
Çok var. Lakin ben şu ana kadar çıkmış en iyi Türk topluluğunun Blaster olduğunu düşünüyorum. Tuğrul gerçek bir Thrash dehası bence. Onun dışında Suicide, False In Truth, Sarcophagus, Ominous Grief, Soul Sacrifice, Catafalque, Nettlethrone, Engiyada ilk aklıma gelenler. Bunun yanında eskilerden Dr.Skull, Necropsy, Cultus ve Akbaba'yı çok severim. LIL var mesela ızmir'den. In Spite var, Episode 13 çok iyi.
Bu sene bence metal müzikteki altın zamanlardan biri, çıkan albümler baz alındığında... Sen ne düşünüyorsun?
Albümden albüme değişiyor tabii. Bir çok sağlam albümün yanı sıra beğenmediğim albümler de oluyor hep. Soul Sacrifice'ın albümünü çok beğendim örneğin. Crossfire da gayet iyi bir albüm ortaya koydu. Yani gelişme var ama sadece yasal albüm bazında. Ama albüm çıkarmakla iş bitmiyor. Adam gibi tanıtımı yapılmıyor albümlerin. Avrupa'da Bullet For My Valentine adında bir grup peydah oldu mesela. Emin ol ülkemizdeki bir çok grup, o gruptan çok daha iyi müzik yapıyordur. Ancak adamlar iyi bir reklam kampanyası yürüttüler ve çok iyi pazarladılar albümü. Neticede Türkiye'deki bu yılın toplam metal albümü satışını üst üste katlayacak kadar albüm sattılar. Olay reklamda ve pazarlamada bitiyor bence. ıleride büyümeyi ve Avrupa'ya açılmayı düşünen toplulukların buna önem vermesi lazım. Efsanevi Nike logosu 30 dolara çizdirilmiş ama onun tanıtımı için harcanan para 30 milyon doları bulmuştur belki. Mantık budur kısaca.
Zaten artık dünya reklam ve pazarlama üzerine dönüyor, mesela bir internet ve teknolojik gelişme beni korkutmakta.bir nevi "1984" paranoyası başladı bende.
Ben o kadar da tehlikeli görmüyorum. ınternet bir çok şeyi kökünden değiştirdi ve bir çok köklü soruna da çözüm buldu bence. Olaya basitçe kendi açımdan bakıyorum, internet olmasaydı bugün dinlediğim toplulukların yaklaşık yarısıyla hiç tanışmamış olacaktım. Ayrıca Frozen Scars da ulaşabileceği çok ciddi bir kitleden uzak olacaktı. Bugün Hollanda'dan imzalı albümümü istiyorlarsa bunu internete borluyum.
Pek çok müzisyenin karşı çıktığı mp3 olgusuna senin bakışın nasıl? (gerçi bakışını iyi kötü tahmin edebiliyorum ama)
Tek cümleyle özetlemek gerekirse mp3'ü destekliyorum. Ama körü körüne değil. Mp3 olayının kendi kendine bazı etik kriterleri oluştu bence. örneğin yeni kurulan ve bir yerlere tutunmaya çalışan toplulukların mp3'leri kendilerinden izin alınmadan yayınlanmamalı. Dipses adında bir web sitesi var, bunu yapıyor, albümü yeni çıkmış Türk Metal topluluklarına çok ciddi bir zarar veriyorlar. Mp3'ün bu şekilde kullanılmasına kesinlikle karşıyım. Bir çoğu arkadaşım olan müziyenlerin binbir emekle hazırladıkları çalışmaların, onlardan izinsiz olarak nette dolaşması beni hem üzüyor hem de kızdırıyor. Bunu yapan adamlar, metal müziğin mantığından son derece uzaklar bence. öte yandan, örneğin Necropsy'nin doksanların başında yayınlanan demosunun mp3 olarak nette dolaşmasının da herhangi bir sakıncasını göremiyorum. Grup dağılmış, kayıt zaten yasal değil, yani bu mp3'ten hiç kimse zarar görmeyecek. Bu durumda mp3'ün zararı değil yararı var; çünkü metal paylaşılınca değer kazanır, "Kimsede olmasın bende olsun" mantığıyla değil. Benim de evimde yüzlerce CD'lik bir mp3 arşivim var ve nette de paylaşımlara katkıda bulunuyorum sürekli. Ancak bu paylaşımdan kimsenin zarar görmemesi benim için esas koşul. Yabancı metal topluluklarının tamamına yakını bu işten rahatsız gibi görünüyor ama ben şahsen Lars Ulrich'in yerinde olsaydım o kadar paramla kendimi "açgöz müzisyen" konumuna düşürmezdim. Bu konuda kendi adıma rahatsızlık duymuyorum, neticede Exodus'un son albümünü mp3 olarak indirip dinledim ve hemen orijinalini sipariş ettim; ama Helloween'in mp3'ünü dinleyince orijinalini almaktan vazgeçtim. Belki Exodus'u da dinlemeseydim almayı düşünmeyecektim. İşin bir de teknik boyutu var. 96 ya da daha düşük kbit değerlerine sahip mp3'ler geziyor her yerde. Bir müziği o şekilde dinlemektense hiç dinlememeyi tercih ederim açıkçası.
Cradle of Filth, Dimmu Borgir gibi gruplara bakışın nedir? Sence bu gruplar gerçekten black metali poplaştırıyor mu; yoksa bu gruplara black metali geniş kitlelere tanıttığı için teşekkür mü etmeliyiz?
Cradle Of Filth bence gayet güzel bir müzik yapıyor ama artık Black Metal değiller. Açıkçası bu da benim için hiç sorun değil. Bence Black Metal'i poplaştırmak söz konusu olamaz çünkü bir grup poplaşmışsa zaten artık Black Metal değil pop yapıyor demektir. Ben Cradle Of Filth'in Cruelty And The Beast albümünü ve sonrasında yayınlanan albümlerini beğenirim, Black Metal olsa da olmasa da 🙂 Bunu şunun için söylüyorum, Frozen Scars da bir gün Cradle Of Filth'in çaldığı müziği çalarsa "Black Metal'i poplaştırdı, davayı sattı" falan denmesini hiç istemem, bu çok saçma bir şey. Ortada savunulacak bir dava ya da satılacak bir müzik yok. Savaşa gitmiyoruz, bu sadece müzik 🙂 ıstediklerini yapmakta özgürler. Geçenlerde Darkthrone'un web sitesi açıp alakasız fotoğraflarını yayınladığını gördüm, dinleyici olarak hoşuma gitmedi ama sonra düşündüm ki istedikleri şeyi yapıyorlar. Kimse onları zorlamıyor, kızmak anlamsız. Dimmu Borgir'a gelince. Bence onlar gerçek bir metal grubu ama son albümleri ile Black Metal'den koptular. Puritanical Euphoric Misanthropia kesinlikle bir Black Metal albümüydü ama Death Cult Armageddon için ekstrem vokalli senfonik metal albümü demek daha doğru olur sanırım. Onlara büyük saygı duyuyorum, muhteşem bir müzikleri var. Neticede bu toplulukların amaçları müziği yaymak ya da poplaştırmak değil, adam gibi müzik yapmak ve para kazanmak. Dolayısıyla yaptıkları çalışmaları takdirle karşılıyorum.
Kült soruyu soralım bir de, "Black metal öldü mü?"
Hayır. Bence tarzlar ölmezler, sadece geri plana çekilirler, popülariteleri azalır ya da artar. Bir dönem Black Metal çok popülerdi, artık eskisi kadar değil ama Marduk ve Dark Funeral gibi öncü topluluklar tam gaz devam ediyorlar. Undergrounda da halen bu işe gönül vermiş çok sayıda topluluk var. Bence Black Metal şu sıralar son derece sağlıklı.
Keyifli sohbet için teşekkürler, son sözlerini alsak
Röportaj ve Frozen Scars'a olan ilgin için çok teşekkür ederim. Web sitemde son albüm ve önceki kayıtların hepsi downloada açık. ılgilenenler www.frozenscars.8m.com adresinden indirip dinleyebilirler. Bana ulaşmak isteyenler için ise en kolay yol, selimvarisli@hotmail.com şeklindeki msn adresim. Tekrar teşekkürler...