JASON @ MISERY INDEX : Her şey yolunda, Amerika, Kanada, Meksika, Avrupa ve Japonya'yı kapsayan uzun bir turneden yeni döndük. Altı haftadır evde dinlenmenin keyfini çıkartıyorum. Boş zaman bana sıkıntı verse de aynı zamanda hayatta müzik dışındaki zevkleri de keşfetme şansı tanıyor.
Hayranlar ve basın yeni albümünüz Traitors'a ne tepkiler verdi? Bu arada belirtmem gerek Traitors benim 2008 yılı içinde dinlediğim en iyi on albüm arasında....
Her şey çok iyi idi. Pek çok insan bu albümün en iyi albümümüz olduğunu söylüyor. Bu albüm sayesinde daha önce bizden haberi olmayan "yeni" bir kitleye ulaştık. Bu albümü pek çok açıdan bir ilk albüm sayıyoruz. Yeni kadro ile beraber yaptığımız ilk kayıt olan bu albümün kayıt ve yazım aşamasında çok fazla zaman ve emek harcadık.... ve pek çok açıdan emeğimizin karşılığını alıyoruz. Bu albüm tek kelime ile içimize sinen bir albüm oldu.
Misery Index tayfası 2008 yılı içinde neler dinledi?
Kendi adıma konuşmak gerekirse tüm türleri dinlyiorum, ama işin içine şahsi beğeniler girince geçen yıl Kylesa, Gojira, Torche, Rotten Sound, Phobia, Intronaut, Bloodbath ve pek çok grubun son albümleri çok iyi idi. Genel anlamda 2008 müzik için harika bir yıldı, bunun yanında 2009'da da gruplar çok iyi albümler ile karşımızda.
Yeni albüm tanıtımı için ilk soruda da söylediğin gibi çok fazla turladınız. Benim en çok ilgimi çeken ise Rusya'da çalmanız oldu. Daha önce orada çaldınız mı? Ve seyirci size ne tepki verdi?
Rusya'ya Şubat 2008'de gittik, bu albüm kayıtlarından bile önceydi ve bana göre kişisel turne kariyerimizin doruk noktası. Bu bizim Rusya'ya ilk ziyaretimizdi; Moskova ve St. Petersburg'da çılgın kitlenin önüne çıktık. Boş zamanlarımızda ise etrafı ve önemli mekanları gezme şansımız oldu ki bu turnelerde en önem verdiğimiz iştir.
Converge'den tanıdığımız Kurt Ballou son albümün prodüktörü idi. Onunla çalışmaktan ve ortaya çıkan işten memnun kaldınız mı?
Onunla kayıt aşamasında beraberdik ve çok iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Bize devamli limitlerimiz zorlamaya teşvik ederken kıç tekmeleyici gitar ve bateri soundu yakaladı... ne yazık çalışma takvimizin uymaması nedeniyle onun stüdyosunda fazla kalamadık ve mix ve mastering işlemlerini Baltimore'da kendimiz hallettik. Herşeye rağmen onunla çalışmak müthiş bir deneyim idi.
Albümdeki favori parçan hangisi ve neden? Benim kişisel favorilerim "Occupation" ve "Ruling Class Canceled"...
Benim kişisel favorim "Theocracy", çünkü şarkı içinde çok sayıda vurucu değişiklik barındırıyor ve her bir değişim şarkınının bütününde birbirini tamamlıyor. Bunun yanında "Thrown Into the Sun" parçasını da seviyorum; bizim için değişik bir şarkı ve bir tank kadar ağır olduğunu düşünüyorum.
Pek çok insan sizin tarzınızı "death-grind" olarak tanımlıyor fakat bence Misery Index punk, hardcore gibi farklı damarlardan da besleniyor. Müzikal etkilenimleriniz bizimle paylaşır mısın?
Evet, müziğin olduğu yerde birilerinden, farklı türlerden etkilenmemek düşünülemez... ama nihai olarak death metal grubu olduğumuzu düşünüyorum. Müzikal tarzımızın için grind öğeleri var, aynı punk öğeleri olduğu gibi diğer yandan gerçek hayatı anlatan şarkı sözleri yazıyoruz ve bu death metalde pek rastlanır bir durum değil. Kendimizi her zaman eski Earache Records gruplarına benzetiyorum.
Bathtub Shitter, Mumakill ve Commit Suicide ile split albümler yayınladınız. Yakın gelecekte bir split albüm çalışması olacak mı?
Sonbaharda Kaliforniyalı grup Agenda of Swine ile split albüm yayınlayacağız.
Gelecek Misery Index için neler gösterecek?
Avrupa'da pek çok festivale katıldık, bir anlamda ilk roundu başarıyla tamamladık. Bir yıl kadar evimizde dinleneceğiz ve daha sonrasında yeni parçalar yazmaya başlayacağız. Belki bu sürede araya bir turne sıkıştırabiliriz. Bu kez yazım aşamasına erken başlamak istiyoruz ve her zamanki hedefimizi koruyoruz... Her yeni çalışmanın bir öncekinden daha iyi olması!
90'lı yılların başında politik gruplar ya dağıldı ya da yeraltı sahnesine itildi. Apolitik metal sahnesinde politik bir grup olmak nasıl bir duygu?
Aslına bakarsak bizim için müzik öncelikli sırada, lirikler ikinci planda. Yazdığımız lirikler salt politik değil, gündelik hayata dair her şey şarkı sözlerimize konu olabilir. Her tarzdan grup ile ortak iş yapmayı seviyoruz ve bu konuda olabildiğine açık fikirliyiz; bu sebeple genelde çok fazla problem yaşamıyoruz.
İstersen son seçimleri değerlendirelim. Sence Bay Obama vaatlerini yerine getirebilecek mi? Şu sıralar dünya küresel kriz dümeni altında yeniden şekilleniyor ve ben ne çok uluslu şirketlerin ne de neo-conların ciddi bir değişime izin vereceklerini düşünmüyorum.
Evet, yeni sayılabilecek zaferi sayesinde şu an için Obama'nın eli güçlü görünüyor, bunun yanında yeni yüzleri her zaman seviyoruz özellikle o kişi sol kanada yakınsa. Ama asıl sorun o yetki alınca başladı sistematik sorunlar ile boğuşmak zorunda, tek adam -Cumhurbaşkanı olsa bile- çok uluslu şirketler, ordu ve tüm diğer lobilere karşı mücadele edemez. Bu döngü her zaman tekrarlanacaktır, başkan ne kadar idealist olursa olsun değişim zor.
Blog sayfanız takip ediyorum. (Demockery.org) Akıllı insanların fikirlerini okumak çok keyifli... Sayfanızın açılışından benim favori Orwell çalışmam Hayvan Çiftliği'nden;
"Tüm hayvanlar eşittir, ama bazıları diğerlerinden daha eşittir...." sözü karşılıyor. Favori yazarlarını benimle paylaşır mısın?
Farklı türlerden onlarca eser okumayı seviyorum, ama bana özel keyif veren Eggars, Dawson, Marx, Baudrillard, Foucault, Emerson, Poe, Le Guin, Sedaris, London gibi isimler...
Ülkemi 2006 yılında ziyaret ettiniz. Türk insanı ve Türk sahnesi hakkında neler düşünüyorsun? Herhangi bir Türk grup dinleme şansın oldu mu?
Son derece enerjik ve kültürel zenginliğe sahip bir şehir olan İstanbul'u görünce çok şasırmıştık, ilk anda nereye bakacağımız şasırmıştık. Bir günü tamamen gezmeye ayırdık ve denize yakın eski çarşı (Kapalı Çarşı) ve camileri (Sultanahmet, Ayasofya) gezdik, şehir keşfe çıktık. Kesinlikle unutulmaz zamanlar idi. Türk gruplarını dinlediğim söylenemez ama her zaman daha fazla grup öğrenmek istiyorum.
2000'lerin başından beri müzik dünyasında tabuların bir bir yıkılışını izliyoruz. Radiohead, NIN gibi dev isimler müziklerini internet üzerinden bedava paylaşıyor, yerel gruplar Myspace benzeri platformlar üzerinden geniş kitlelere ulaşıyor. Müzik dünyasının geleceğini nasıl görüyorsun?
Bu beklenmedik be çok hızlı bir değim açıkçası konu hakkında hiç bir fikrim yok. Fakat metal özellikle death metal camiasının gruplarına daha bağlı olduğunu düşünüyorum. Plak firmalarının albüm satışlarının düştüğü ortada, kendi adıma ben plak basımları her zaman tercih ediyorum, belki de çıkış yolu plak ve limitli albüm basımı olabilir. Plak firmaları seneler boyunca aslan payını kendilerine ayırdılar, albüm fiyatları ciddi anlamda pahalı idi ve daha kötüsü büyük firmalar berbat grupları önümüze sundular. Derken insanlar ilgilenmeyi kesti ve sevdiği birkaç parçayı internetten indirme yoluna gitti. Özellikle pop sahnesinin ciddi bir devrime ihtiyacı var; bana göre günümüz pop grupları kalite olarak yetmişli yılların çok gerisinde.
Dosya paylaşımı ve internette MP3 indirme seni rahatsız ediyor mu?
Eminim bu durum albüm satışlarımızı olumsuz etkiliyor, ama bir şekilde daha çok insana ulaştığımız aşikar. Bu sayede şovlarımız daha kalabalık geçiyor, olay bir nevi karşılıklı alışveriş. Bunun yanında metalci çocukların albümü gerçekten beğendiyse satın alacağına hala inanıyorum.
Sırada klasik Rock Vault sorusu. Bana unutamadığın bir içki anını anlatır mısın?
İlk alkol alışım en eğlencelisi idi. Arkadaşımın evinde parti yapıyor be durmaksızın gülerken birbirimize pizza dilimleri fırlatıyorduk. Durmaksızın Iron Maiden Powerslave albümünü dinlerken pizza dilimlerini tavana fırlatmaya başladık... hayal gibi... o zaman 14 yaşındaydım, üzerimden öyle çok zaman geçmiş ki.
Katılımın için teşekkür ederim. Son sözler için sahne senin....
Tekrar teşekkür ederim, umarım yakın zamanda yine Türkiye'de çalarız. Röportajı cevaplama çok uzun sürdüğü için özür dilerim.