Güzel Türkçemiz lastikli bir dil, zira yanlış anlamalara fazlasıyla açık bir başlık ile yazıya giriş yapıyorum. (başlık üzerine çeşitli güzellemeler itina ile uzatılabilir fakat "Bilmem ne bilmem ne mahkemesinin kararıyla bu siteye erişim engellenmiştir" uyarısı ne sizin ne de benim işime gelir....) Konumuz gruplara dair son haberlerden, kritiklerden, röportajlardan ve nostaljik yazılardan sıkılan bünyelere ilaç niteliğinde gelecek. Müzik dışında en müstesna hobimiz yemek programları ve tercihen içkili mekanları keşfetmek; rock barlardan, kötü ses düzeni, sigara dumanı ve alışıldık rutinden sıkılanlara güneşin güzel yüzünü gösterdiği bu günlerde MKz ailesinin yeme içme bakanı olarak en gizli mabedlerimizi açıklıyorum buyurunuz, hem kim bilir belki yan masada muhabbetimize ortak olursunuz...
Sadrazam Mahmut Et lokantası
Uzun zamandır methini duyduğumuz ve NTV'de yayınlanan Vedat Milor'un akıllara zarar programı "Tadı Damağımda" da gördükten sonra koşarak gittiğimiz lezzet mabedi. Ulaşım açısından son derece rahat; yapman gereken Metrobüs'e atlayıp Halıcıoğlu durağında inmek ve hemen köprünün altından Kasımpaşa'ya doğru salınmaya başlıyorsunuz yolun gidiş istikametinde görmemeniz imkansız. Mekan eski okul meyhane düzeninde ve sakatat uzmanlık alanları. İlk tavsiyem kesinlikle rakı içmeniz ve meze ile midenizi şişirmemeniz; başlangıç için isli et ve manda yoğurdu ideal. Bu beni kesmez derseniz son derece leziz gavur dağı salatası emrinize amada...
Mekan sahibi Ilgın bey işinin ehli, sakatata burun kıvıran ve ya konu hakkında yeterli deneyime sahip olmaya kardeşlerim seçimi ona bırakabilir. Uykuluk ve kokoreçi eş geçmemeniz şiddetle tavsiye olunur. Mekanda es geçilmeyecek bir diğer lezzet de özel bulgur pilavı; mangal üstünde pişen ve halk arasında meyhane pilavı olarak tabir edilen domates ve biberli bulgur pilavına eklenen Trabzon tereyağı, kaymak ve kavurma insanı çıldırtacak bir tada imza atıyor. Her kritikte ufak da bir eleştiri koymak adettendir, mümkünse mekanda tatlı menüsüne dokunmayın!
Mekandaki çalgıcılar ise işin ayrı keyfi, İstanbul'da dinlediğim en eğlenceli çalgı ekibi diyebilirim. Rakının ender de olsa ikinci adamlığa soyunduğu sayılı mekanlardan bizim için. Uykuluk mutluluk hormonu salgılar derdi tıpçı kardeşlerim, doğru tespit zira mekandan gülen gözlerle çıkmanız tarafımızca garanti... Kişi başı (çalgıcı bahşişleri dahil) elli liraya çıkarsınız, cimri olmayın o lezzet emekçilerine bol bol bahşiş dağıtın!
Figaros Restaurant
Akıllara yerlerşen bir yargı vardır, Yeşilköy pahalı semttir lüks yerdir diye... Kısmen doğru olan bu yargıyı bazı mekanlar yıkabiliyor. Konumuz mekan Figaros Restaurant. Selanik göçmeni bir çift tarafından işletilen bu mekanda envai çeşit otlar ve sağlık yemekler, aynı zamanda leziz mezeler ile hizmetinizde. Radika, ebegümeci, ısırgan ve bilumum ot farklı teknikler ile leziz yemekler ve mezeler halinde önünüze geliyor. Özellikle yoğurt ve bulgur destekli salatası, portakal ve ayva marmelatlı irmik helvası Rock Vault tavsiyesi; illa et olsun diyen kardeşlerime ise halk arasında öküz doyuran olarak tabir edilen porsiyonlarda sunulan güveçte köfte ve levreği öneriyorum.
Denize son derece yakın mekan, nezih ortam, sağlıklı yemekler ve buzlu rakı pogo, moshpit gibi ortamlara alışkın yağız metalcileri bozabilir; karanlık, köhne rock barlara alışkın kardeşlerime açık havada taşkınlık yapmamalarını önerir özellikle sabah kahvaltılarında da mekanı listeye eklemeyi unutmayın diyerek bitiririm.
Pizza Lui
2005 metal müzik adına son derece verimli bir yıl olsa da kara kaplı defterimize karanlık ve bol kalorili bir yıl olarak işlenmiştir. Sarper kardeşimizin Levent'teki evinde ikamet ederken envai çeşit alkolün yanında Pizza House'un kamyon tekeri ebadındaki pizzaları sabah kahvaltıları, öğlen yemekleri ve akşam yemeklerinde yegane besinimiz olmuş; dört aylık süre zarfında hiç kilo almayan ev sakini 25 kilo ilave ile hayatına devam etmişti. Zira obezler evinin dağılması sonrası Pizza House kendi krizi ile üç sene mücadele etti ve bizim yerimize kimseyi koyamadığı için kepenkleri indirdi. 2008 yılı sonlarında kutsal topraklarda Pizza Lui hizmet vermekte. Dominos, Little Ceasars, Pizza Pizza gibi mekanlara, bilimum karışık malzemeli bir alana bir hediyeli pizzalara alışkınsanız Pizza Lui'den koşarak kaçın derim!
Gördüğüm en sıcak iç mekan tasarımlarından birine sahip Pizza Lui'de tatmanızı önerdiğim iki lezzet (Pizza Fiorentina ve mekanının kendi adıyla çıkardığı Pizza Lui) peynir düşmanı benim bile aklımı akılda alacak lezzette! Diğer pizzaları küçümsediğim sanılmasın zira rafine malzeme seçimleri ve kıtır hamuru ile yediğiniz herşey aklınızı başınızdan alabilir. Özel günlerde sevgiliye hoş bir süpriz yapmak isteyen ve alışıldık mekanlardan sıkılan metalci kardeşlerim kız arkadaşınızı şasırmak adına güzel bir fırsat! (Kız kardeşlerimizde özel günleri anlamlı kılmak adına erkek arkadaşlarının başının etini gönül rahatlığı ile yiyebilir) Kişi başı 25-30 TL arası masrafla unutulmaz bir ziyafet çekeceğiniz MKz garantisi.
Pizzaların yanına çok yakışacağını düşündüğüm şarap çeşitlerinin menüde olmayışı ve domuz kullandıkları pizzaların mahalle baskısı(!) medeni ile menüden çıkartılması ise mekanın küçük handikapları.
Cibalikapı Balıkçısı
Moda ve Cibalikapı'da şubeleri olan bu güzide meyhanenin head office konumundaki Cibalıkapı şubesini test ettik. Mekanın sahibi Behzat Şahin tam bir lezzet aşığı. Eski okul meyhane geleneğini yaşatmak ve unutulmuş mezeleri gün ışığına çıkartmak adına yaptığı sıkı araştırmalar sonunda başta Osmanlı arşivlerinden arayıp hayat verdiği Saraylı (16 çeşit baharat ve bal ile marine edilen levrek turşusu) ve Girit ezme olmak üzere akıllara durgunluk verici tadlar yaratmış. Mevsimine göre radika, hardal, yaban pancarı, deniz börülcesi, ada börülcesi, kaya koruğu, kabak çiçeği dolmasının yanında uskumru füme, parmesanlı midye, fener kavurma ve bilumum balık çeşitleri mevcut. Kimsenin kimseye ilişmediği, son derece keyifli bir manzara karşısında rakınızı yudumladığınız ve güzel sohbeti paylaştığınız bir mekan burası. Tatlısı da şahsi favorim.
Kişi başı - masada büyük rakıyı devirdiğinizi varsayıyorum ki devirmezseniz gözükmeyin gözüme- kişi başı 70 TL gözden çıkartırsınız ki ödediğiniz rakam yaşadığınız keyfin yanında az bile kalacak. Unutmayın her keyfin bir bedeli var.
Neden Urfa Sofrası
Albüme bile para vermekten imtina eden, bir birayı 30 yudumda içen güzide kardeşlerimin listedeki diğer isimlerle kıyaslayınca maddi açıdan yüzünü güldürecek mekan Aksaray metro istasyonunun hemen yanında. Son dönemlerde eski kalitesinin bir hayli gerisinde kalsa da hala İstanbul standartlarında "gerçek" kebaba yakın lezzet sunuyor. Meşhur sıra gecelerini andıran kilimler ve kasanın hemen yanındaki tezgahta satılan malum kasetler, duvardaki kilimler mekanın olmazsa olmazları. Oturduğunuz anda tas içinde ezme salata ve sıcak lavaş gelmekte. Şaşmanız gereken ise Fıstıklı ve Patlıcanlı kebap. Ocakbaşı ve kabapçıların olmazsa olmaz şartıdır önünüzdeki lezzet paylaştıkça artar. Kişibaşı 10 TL'ye nitelikli ve tıkabasa doymak isteyenlere tavsiyemizdir.
