BARAN @ Rock Vault : İlk olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz; yalnız ve güzel ülkemizde her şeye rağmen müzik dediğiniz için teşekkür ederiz. Şu sıralar grup neler ile meşgul? MURAD ALTUHUL @ PRIME OBJECT : Asıl bizler teşekkür ederiz yaptığı işin yakıtını amatör ruhtan alan bizler sizler gibi insanların desteğiyle bir şeyler üretmekten haz duyuyoruz , bu ülkede bizim değer vererek emek harcayarak bin bir zorlukla ürettiğimiz eserlere değer veren insanların da olduğunu bilmek güzel . Bugünlerde Prime Object bir yandan yayınlamış olduğu Promonun tanıtım sürecini devam ettirmekte bir yandan da bu e-Promoyu Limited Edition MCD formatında basmak için gereken işlerle uğraşmakta bunlara ek olarak albüm kayıtlarını tamamlamaktayız son 2 parçanın kayıtları ile uğraşıyoruz ve ekleyebileceğimiz bir şey daha ise Unirock fest sonrası karar vermiş olduğumuz grup revizyonunu tamamlama sürecindeyiz . Forumlar ve bilumum platformlarda sıkça yazılıp çizilse de kısaca bize grubun tarihçesini anlatır mısınız? Prime Object 2001 yılında kurucu kadrodan şu anki kadroda yer alan tek isim olan Caner Uslan tarafından kuruldu , 2005 de Disciple adlı demoyu yayınladı , 2007 temmuz ayı sonlarında ilk albümünü kaydetmeye başladı . 2005 den geldiğimiz bugünlere kadar Prime Object bir çok canlı performans gerçekleştirdi 2007 de Rotting Christ/Prime Object (İzmir) ve 2008 yazındaki Unirock fest (İstanbul) bu organizasyonları grup için en önemlileri niteliğindedir . 2008 ekim ayında ise bir çok eleman değişikliği ve soruna rağmen sonlarına geldiği albüm kayıtlarını tamamlama sürecinin ilk adımlarından biri olan ve daha önce sadece Unirock fest için Limited edition basımı yapılmış Daily Pills Promosunu resmi olarak yayınladı . Prime Object olarak geçmişten günümüze müziğinize etki eden gruplar kimler? Demolarda duyduğumuz üzere çok kanallı ve birçok farklı türden beslenen bir müzik icra ediyorsunuz. Aslında Prime Object elemanlarının her birinin sanatsal esinlenmesine etki eden birbirinden bağımsız bir çok isim var fakat ana yapılarıyla özellikle gitar rifflerimize ve erkek vokal kullanımımıza etki eden isimleri , Soilwork , In flames , Lamb of God , Nevermore ve yeni isimlerden Mors Principium Est şeklinde sıralayabiliriz. Vokalimiz Sinem’in parçalardaki var oluş şekli ise tamamen Prime Object’in ve Sinem’in kendi müzik anlayışının doğaçlama harmanlanmasının bir sonucudur . Unirock sonrası (yanlışsam düzeltiniz lütfen) kadro değişikliği yaşadınız. Yeni bass gitarist ve baterist belli mi? Umarım bu kez kronik hale gelen bass gitar sorununu aşarsınız. Dolgun bir bass gitar tonunun müziğinize çok fazla zenginlik katacağını düşünüyorum. Evet; Unirock tecrübesi bizi revizyonun gerekliliğine inandırdı ve bunun sonucunda eleman arayışına başladık. Bateristimiz belli oldu Sedat Kaygusuz adlı yetenekli genç bir arkadaşımız kendisinin Prime’a gereken Dinamizmi geri getireceğini umuyoruz . Bass gitar kayıtlarını şuanda Grubun Lead gitaristi Murad Altuhul yapmaktadır yani Bass Gitarist adayı henüz kesinleşmedi arayışımız sürmekte (ilgilenen arkadaşlarımız grubun myspace adresinden gruba ulaşabilirler) . Bizlerde kronik hale gelen bu hastalığı yenmeyi istiyoruz fakat dolgun bir Bass gitar tonunu dinleyicilerimizin albümde yakalayabileceklerini düşünüyoruz ama hedef bunu konserlere taşımak . Son dönemde özellikle plak firmalarının itelemesi ile tam bir “tür” hengâmesi yaşanmakta. 80’lerin aksine türlerin arasındaki keskin sınırların kalktığı bu günlerde Prime Object kendi müziğini hangi tür içinde tanımlar? Prime Object ‘in müziğini Modern Melodic Death metal olarak tanımlayabiliriz fakat bu bizim kendi müziğimize yakıştırmamız eminiz dinleyenlerin birçoğu farklı yorumlarda bulunacaktır. Genel olarak bende dâhil olmak üzere pek çok metal dinleyicisi bayan vokal olgusuna tepkili. Bayan vokal denince pek çok dinleyicinin aklına Nightwish, Epica, After Forevervari soprano vokaller geliyor. Ama daha öncesinde Let It Flow ile yaptığı işlerle tanıdığımız Sinem’in ses rengi ve sahnede duruşu bu ezbeleri bozuyor sanki. özellikle Disciple ın demo ve E.P. versiyonlarını kıyaslarken bu fark ve müziğinize getirdiği renk ortaya çıkıyor. Bu konuda siz ne diyeceksiniz? Bir diğer merak ettiğim konu parça yazımında Sinem’in gruba katkısı ne düzeyde? Bizlerinde asıl amaçladığı Sinem’in sahip olduğu farkı yansıtmak , daha önce kalıplaşmış ve klişeleşmiş bayan vokal kullanımının aksine kendi ses karakteriyle ve duruşuyla müziğe etki eden , renk getiren ve hem estetik hem de teknik konsepte katkıda bulunan bir vokal yaklaşımı ortaya koymak . Sinem’in parçaların yazım aşamasındaki katkısı ise şu an revizyondan geçmiş ve geçen önceki bestelerin üzerine vokal yazımı (söz ve melodi) bunun sebebi Prime’ın Gitar temelli müziğidir fakat ilk albüm tecrübesinden sonra kendisinin daha aktif olacağını düşünüyoruz. Daily Pills E.P.’sine gelen tepkiler nasıl? Promosyon ve tanıtım çalışmalarını sonunda sizinle ilgilenen firmalar var mı? E.P ye gelen tepkiler çok olumlu buda bizleri cesaretlendirdi ve bir nebze kırılmış hevesimizi geri kazanmamızı sağladı . Promonun limited edition basımı gerçekleşecek ve download linki önümüzdeki hafta başında güçlendirilmiş olacak. Tabi tüm bunlar tanıtım sürecini durdurdu fakat sonradan önemini anladığımız iyi sunum gerekliliği buna değer 1 – 2 haftalık bir durgunluktan sonra (ki sonuna yaklaşmış bulunmaktayız) sonunda firmalarla bağlantı kuracak ve elektronik esere sıcak bakmayan özellikle yabancı medyayla irtibatımızı sonuçlandıracak kadar iyi bir sunum elimizde olacak. Rotting Christ, Testament, Opeth ve Dark Tranquility gibi türlerinin önemli grupları ile aynı sahneyi paylaştınız. Bu gruplar ile aynı sahneyi paylaşmak size neler kattı? Gruplardan hiç birisi müziğiniz hakkında yorum yaptı mı? Büyük isimlerle bir arada görünmenin en büyük kazanımı guruba yaptığı reklam getirisi ve konsere gelen kitlenin daha etkin ve daha kalabalık olması tabi organizasyonun büyüklüğününde ses düzeni, ciddiyet açısından etkisi oluyor . Müzisyenlik açısındansa her konser duruş , sound , müzisyenliğe yaklaşım adına daha doğrusu neyi yanlış yapıyoruz un cevabı olarak büyük bir tecrübe , yaptığın müziğin icrası aşamasında yapıldıkça öğrenilen ustalaşılan bir deneyim ,tabi bu bağlamda organizasyon veya isimler büyüdükçe bizim için yüklenmesi öğrenilecek sorumlulukta o boyutta artıyor . Rotting Christ in gitaristi George‘nin organizatöre canlı performansımız sırasında beğenisini belirttiğini biliyoruz bunun dışında yüz yüze konuşulurken karşılıklı tebrik etmenin dışında özel bir şey yok. Unirock festde ise yabancı grupların Türk grupları dinlediğini zannetmiyoruz. Myspace isimli oluşumun özellikle müzik dünyasında çok şeyi değiştirdiğiniz düşünüyorum. Yakın ilişkide olduğumuz Ferret Music yetkilileri yeni grupları Myspace üzerinden bulduğunu belirtiyor, bunun yanında pek çok grup hayranları ile buradan irtibata geçiyor, buradan eleman ilanı veriyor ve eserlerini yayınlıyor. Bu konuda siz neler söyleyeceksiniz? Prime Object içinde Myspace sayfası yegane tanıtım, iletişim istasyonu. Dinleyiciyle, medya ve kayıt şirketleriyle birebir temasa geçmek anında eserlerini sunmak açısından iyi bir kullanım aracı olduğuna inanıyoruz. Kritikte de belirttiğim üzere günümüzde artık romantik bir istek olsa da ben her zaman basılı eserleri tercih ediyorum. Fakat gerek maliyetler, gerek potansiyel kitleye dağıtımdaki zorluklar, gerekse müzik dünyasındaki yapısal değişim artık pek çok grubu eserlerinin yegane pazarlayıcısı kılmakta. Her şeye rağmen sormadan geçemeyeceğim, akılda kalıcı grup logosuna rağmen neden E.P. paketine herhangi bir biyografi ve booklet eklenmedi? Myspace gibi geniş kitlelere hitap eden bir oluşumda sunulan eser sunum açısından daha iyi desteklenmeliydi bence. (Bu arada grup son derece iyi sunumlu bir booklet ve kısa ama gereğini fazlası ile yapan biyografiyi pakete ekledi) Bu konuda eleştiriniz tamamen haklı bizlerde bu durumun önemi kavradık ve çözüm üretmiş durumdayız fakat atılmış bu yanlış adıma sebep olan bir çok yan etken var . Kısaca şöyle sıralayabiliriz; öncelikle Unirock için bu promonun aceleye getirilmesi ve bir noktada üstün körü basılması, sonrasında kadro değişiminin gündeme gelmesiyle beraber ciddi bir eleman arayışının başlaması ve kayıtlar devam ederken süregelen bu sıkıntıların grup elemanları üzerindeki bezdirici etkisi ve önceki dönemde Prime Object adına yapılmış tanıtım yönetimi yanlışları önemli ana durumlardı. Hayati olan işler toparlanınca en azından albümde de bulunacak olan 2 parça barındıran bu eserin yayınlanması adına atılmış ilk adım aceleci bir yaklaşımdı fakat gelen olumlu tepkiler bizleri bu promonun sunumuna daha profesyonelce yaklaşmaya itti, Prime Object eskisinden çok daha uyumlu bir takım çalışması içersinde ve sorunlarını büyük ölçüde aşmış durumda. Albüm hazırlıkları ne aşamada? Myspace sayfanızda verilen “Trailer” son derece umut verici? Merak ettiğim bir diğer konuda albümün dağıtımının ne şekilde olacağı; bir firma kanalıyla mı yayınlanacak yoksa yine internetten mi dinleyicilere sunulacak? Albüm kayıtlar açısından büyük ölçüde tamamlandı fakat promonun tanıtımı ve dağıtımı için öngördüğümüz 3 – 4 aylık zaman periyodunda artwork ve web tasarımı dâhil bitmesi hedefleniyor, 10 parçadan oluşması tasarlanan albümde besteler tarz ve üslup açısından 2 ana gruptan oluşuyor teknik death metal tarzına yakın diyebileceğimiz çok sert olanların yanında daha melodik, dinamik ve duygu tabanlı eserlerde var bizlerde dinleyicilerimizin albümü beğeneceğine inanıyoruz. Dağıtıma gelince promonun tanıtımının sonunda bu konuyla ilgili fikir edineceğimiz kanısındayız herhangi bir olumlu teklif yada görüşme olmaması halinde ilk albümümüz self production olarak yine hem web den hem de basılmış halde yayınlanacak. Kullandığınız ekipmanlar nedir? Kayıtlarda prodüktör koltuğunda kim oturuyor? Şarkı sözlerinde de belli bir duruşa sahip ve tepkisini gösteren bir grup var karşımızda. Dünya bir şekilde yeni bir döneme giriyor bence; bir anlamda bildiğimiz kapitalist sistemin çöküşüne tanık olacağız bence ( son finansal kriz yeni düzenin doğum sancısıdır bence) Güncel gelişmeler konusunda sizin fikirleriniz neler; umarım sosyal duyarlılığınız yeni çalışmalarda da devam eder… Bizler kurulu bu sistemin kolay kolay yıkılacağını düşünmüyoruz, yıkılsa bile bir şekilde pastanın büyük dilimini yiyen kesimin işine yarayacak başka yama bir düzen gelecektir. Umarız bu finansal kriz zor durumdaki fakir insanları daha da zor duruma düşürmez. Dünya üzerindeki genel gelişmelere de bizim bakış açımız bir hayli realist. İçerisinde bulunduğumuz zamanda gerçekleşen birçok olayın pozitif yerine negatif etkileri olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede bizler sanatçılar olarak özellikle underground sayılabilecek tarzımızı icra ederken bir şekilde düşlediğimiz ütopik dünyayı zihinlere yansıtmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda tepkili duruşumuz devam edecektir. ülkem metal sahnesi hakkındaki düşüncelerin neler? Ben en başta dinleyici olarak yıllardır sesimizin çıktığı platformlarda “Yerli Gruplara Destek!” mantığının, eşi dostu kayırma zihniyetinin ve kalitesiz barlarda verilen konserlerin en başta gruplarımıza zararı olduğunu savundum. Bana kalırsa destek hak edilen gruba verilince anlam kazanan bir olgu, kötü işleri sırf yerli diye de destek vermek bence işini iyi yapan gruplara saygısızlık. Bar konserlerinin, partilerin eski bir bar işletmecisi olarak gruba da dinleyiciye de birşey vermeyeceğini düşünüyorum; tam tersine sürekli cover parça çalınan bir kısır döngüyü tetikliyor. Müzisyen olarak bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? Bizler de sizinle aynı düşünceleri paylaşmaktayız. Destek kisvesi altında eşi dostu kayırma zihniyeti, kalitesiz barlarda verilen konserler ve yine kalitesiz organizasyonlar Türk gruplarına zarar veriyor. Bunu bizzat yaşayarak zaman içerisinde öğrendik. Bu iki yönlü bir sorunsal gruplarımız karşılıksız konserlere (sadece paradan bahsetmiyoruz, ses sistemi gibi temel sanatçı isteklerinin karşılanması vs.) çıkarak, hem bu müziği icra eden müzisyen kitlenin saygınlığını yok ediyorlar, hem de profesyonel bir platform oluşmasını engelliyorlar. Ayrıca organizasyonların çokluğu ve niteliksizliği dinleyicileri tepkili olmaya itiyor ve yerli müzisyenlerden uzaklaştırıyor. İkinci yön ise işini iyi yapmayan organizatörlerdir. Türkiye gibi zor bir platformda işini ciddiye almayan ve profesyonel yaklaşımdan uzak bir zihniyetle yapılmış organizasyonlar zaten bazı yönlerden ayaklar altında olan ve hak ettiği saygıyı bulamayan Türk metaline darbe vuruyor. Ama objektif olursak kimseyi suçlayamaz hale geliyoruz. Temelinde canlı performansın büyük önem taşıdığı bu müziği icrasında ustalaşmak için fazlaca canlı performans gerçekleştirmek lazım ve bu da seçici davranmaya çalışan müzisyeni zor duruma sokuyor. Bu yüzden insanlar seçici davranamıyor. Müzik harici nasıl zaman geçiriyorsunuz? Müziğin haricindeki zamanı hala devam eden fakültelerimiz ve çalışan arkadaşlarımız için iş ve kendimize ayırdığımız kısıtlı zaman dolduruyor. Kısacası hayat koşturmacası Klasikleşmiş bir Rock Vault sorusunda sıra; unutamadığınız bir içki Gitaristimiz Caner’in barmenlik dönemlerinde grup toplantıları genelde onun çalıştığı mekânlarda yapılırdı hafif alkolün etkisiyle hoş zaman geçirilirdi. Onun dışında grup geneli olarak neredeyse hiç alkol ve sigara tüketimimiz olmadığından içkiyle alakalı bir anımız yokanınızı bizimle paylaşır mısınız? Sitemizi inceleme fırsatı bulduysanız düşüncelerinizi duymak isteriz. Kaliteli iş yaptığınızı düşünüyoruz özellikle kritikler ve röportajlar bölümü gayet tatmin edici. Sade site tasarımı ise sitede sörf yapmayı keyifli bir hale getiriyor. Yayın hayatınızda başarılar dileriz. Bizim sorularımız bu kadar zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Eklemek istedikleriniz varsa sıra sizde? Asıl biz bu röportaj için teşekkür ederiz. Bizim için oldukça keyifliydi. Grupla ilgili haberleri ve gelişmeleri www.myspace.com/primeobject ve bir süre sonra devreye girecek olan www.primeobject.net adresinden takip edebilirler. Not: Promonun grubun Myspace sayfası üzerinden indirilebilir durumdadır.
|